1. kızart(ıl)mak, kızarmak.
    to roast chestnuts.
  2. (kahve vb.) kavur(ul)mak.
    to roast coffee. roasted coffee beans.
  3. kebap etmek/olmak, ateşte piş(ir)mek. roast
    a potato in ashes. to roast meat.
  4. çok fazla ısıtmak/ısınmak, kavur(ul)mak.
    I was roasting under the sun. The sun no longer roasted the valley.
  5. fırınlamak, tavlamak, maden cevherini hava ile temasında oksitlenecek şekilde ısıtmak.
    to roast a metal ore.
  6. (ellerini) ateşte ısıtmak, ısınmak.
  7. şiddetle/insafsızca eleştirmek, gülünç/maskara/kepaze etmek, rezilini çıkarmak, alay etmek.
  8. İsim kızartma, kızartılmış et, rosto, kebap.
  9. İsim kızartmalık/rostoluk et.
  10. İsim kavrulmuş/kızartılmış şey.
  11. İsim kızartma/kavurma (işi).
  12. İsim şiddetli eleştiri.
  13. İsim kebaplı gezinti: kıra gidip kebap yapma.
    a corn roast: mısır kızartılıp yenilen gezinti
  14. Sıfat kızartma+, kızartılmış.
    roast beef: rosto, sığır eti kızartması.
  15. Sıfat kavrulmuş.
kapama, ağır ateşte pişmiş et.
etli güveç. İsim
rozbif
piliç çevirme