Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
roast
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
kızart(ıl)mak, kızarmak.
to roast chestnuts.
(kahve vb.) kavur(ul)mak.
to roast coffee. roasted coffee beans.
kebap etmek/olmak, ateşte piş(ir)mek. roast
a potato in ashes. to roast meat.
çok fazla ısıtmak/ısınmak, kavur(ul)mak.
I was roasting under the sun. The sun no longer roasted the valley.
fırınlamak, tavlamak, maden cevherini hava ile temasında oksitlenecek şekilde ısıtmak.
to roast a metal ore.
(ellerini) ateşte ısıtmak, ısınmak.
şiddetle/insafsızca eleştirmek, gülünç/maskara/kepaze etmek, rezilini çıkarmak, alay etmek.
Noun
kızartma, kızartılmış et, rosto, kebap.
Noun
kızartmalık/rostoluk et.
Noun
kavrulmuş/kızartılmış şey.
Noun
kızartma/kavurma (işi).
Noun
şiddetli eleştiri.
Noun
kebaplı gezinti: kıra gidip kebap yapma.
a corn roast
: mısır kızartılıp yenilen gezinti
Adjective
kızartma+, kızartılmış.
roast beef
: rosto, sığır eti kızartması.
Adjective
kavrulmuş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
pot roast
kapama, ağır ateşte pişmiş et.
pot roast
etli güveç.
Noun
roast beef
rozbif
roast chicken
piliç çevirme
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.