1. kapmak, (kabaca) yakalamak/kavramak.
    He snatched the old lady's purse and ran: İhtiyar kadının
    çantasını kapıp kaçtı.
    snatch a meal: çabucak iki lokma bir şey yemek.
  2. (çocuk vb.) kaçırma(k), zorla alıp götürme(k).
    The boy was snatched from his home by 2 armed men.
  3. kapma, kapış, yakalama, kavrama, kapmaya/yakalamaya çalışma.
  4. parça, kırıntı, az/ufak bir şey.
    snatches of a story: bir hikâyeden parçalar.
    to overhear snatches
    of conversation: konuşmanın bazı kısımlarını duymak.
  5. kısa süre, az bir müddet.
    get a snatch of sleep: biraz kestirmek/uyumak.
    to sleep in snatches
    throughout the night: bütün gece kesik kesik uyumak.
    to work by snatches: azar azar/aralıklı çalışmak.
  6. ferç, mehbil.
birinin elinden bir mektubu kapmak Fiil
bir piyasayı ele geçirmek Fiil
bir saat kadar bir uyku çekmek Fiil
kapmak Fiil
kapmaya/yakalamaya çalışmak.
to snatch at an opportunity.
teklifi hemen kabul etmek Fiil
bir teklifi hemen kabul etmek Fiil
bir teklife atılmak Fiil
çengelli makara tertibatı. İsim
yangından kurtarmak Fiil
birini ölümün pençesinden kurtarmak Fiil
bir şeyi kapmak Fiil
birini hapse atmak Fiil
yiyecek maddelerini hızlı dondurmak çabuk hazırlanan yemek Fiil