Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat yeter, yeterli, kâfi.
    This sum is sufficient for the journey: Bu para seyahate yeter.
    There
    was just sufficient water for drinking: Ancak içmeye yetecek kadar su vardı.
  2. Sıfat maksada elverişli, uygun, münasip.
  3. Sıfat (bkz: competent ).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be sufficient
kâfi gelmek Fiil
be sufficient
yeterli olmak Fiil
not sufficient
(senet , çek) yetersiz karşılık
sufficient balance
yeterli alacak durumu
sufficient cause
yeterli neden
sufficient command of french
yeterli derecede Fransızca bilmek
sufficient condition
yeterli şart
sufficient consideration
uygun bedel
sufficient consideration
yeterli bedel
sufficient evidence
yeterli kanıt
sufficient evidence
kabul edilebilir delil
sufficient for so many persons
kişilik
sufficient funds
yeterli fon
sufficient in law
kanunen geçerlilik
sufficient in law
kanunen caiz
sufficient in numbers
(nisap) yeterli çoğunluk
sufficient income
kâfi gelir
sufficient income
yeterli gelir
sufficient number of votes
yeterli oy sayısı
sufficient reason
yeterli neden
sufficient security
yeterli güvence
sufficient supply of provisions
yeterli miktarda erzak
sufficient unto the day is the evil thereof
Her günün derdi o güne yeter. (Sabah ola hayır ola).
a piece of cloth sufficient to make one garment
kupon
dismiss for want of sufficient ground
gerekçesiz işten çıkarmak Fiil
dismiss for want of sufficient grounds
gerekçe yeterli görülmediğinden reddetmek Fiil
evidence sufficient in law
kanunen geçerli delil
get a sufficient living
geçinecek kadar para kazanmak Fiil
good and sufficient brakes
iyi işleyen frenler İsim
legally sufficient evidence
kanunen yeterli delil
not sufficient (n . s
hesap müsait değil
not sufficient (n . s .)
hesap müsait değil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.