Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil (bkz: take )
    (s.f).
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

have one's likeness taken
fotoğraf çektirmek Fiil
have one's luggage taken to the station
valizlerini istasyona göndermek Fiil
have one's photograph taken
fotoğrafıni çektirmek Fiil
account being taken
tutulmakta olan hesap
notice of measures to be taken
alınacak önlemler bildirisi
point where bearing is taken
kerteriz noktası İsim
taken aback
şaşırmış, hayret etmiş, donup kalmış.
to be taken aback: şaşırmak, şaşalamak, apışıp kalmak.
You
seem taken aback: Şaşırmış görünüyorsun(uz); şaşırdın(ız) galiba.
I was quite taken aback at their bad manners: Terbiyesizliklerine şaşırıp kaldım.
taken all round
genellikle, genel olarak, umumiyetle.
taken in the fact
suçüstü yakalanmış
taken out of the public pocketbook
kamu parasıyla finanse edilmiş
taken up by the police
polis tarafından yakalanmış
(garment) to be taken in
daraltılmak Fiil
(honey) to be taken from a beehive
sağılmak Fiil
be let taken away
aşırtmak Fiil
be taken aback by the news
haberlere şaşırmak Fiil
be taken away
kaldırılmak Fiil
be taken away in a wild scramble
kapışılmak Fiil
be taken by something
birşeyin cazibesine kapılmak Fiil
be taken care of
bakılmak Fiil
be taken for a walk
dolaştırılmak Fiil
be taken ill
birden bire yatağa düşmek Fiil
be taken ill
aniden hastalanmak Fiil
be taken in
kafese girmek Fiil
be taken in
kandırılmak Fiil
be taken in
mantara basmak Fiil
be taken in by
kanmak Fiil
be taken in the act
suçüstü yakalanmak Fiil
be taken notice of
kaydedilmek Fiil
be taken out
çıkarılmak Fiil
be taken prisoner
esir alınmak Fiil
be taken prisoner
esir düşmek Fiil
be taken to bed with an illness
hastalığa yakalanıp yatağa düşmek Fiil
be taken to bed with an illness
hastalanıp yatağa düşmek Fiil
be taken with
çok hoşuna gitmek.
be taken with an idea: bir fikirden hoşlanmak, aklına bir şey esmek.
be taken/caught short
sıkışmak, çişi/abdesti gelmek.
character taken from life
hayattan alınmış karakter
empties are not taken back
ambalajlar geri alınmaz
evidence taken on affidavit
yeminli ifade
evidence taken on the spot
mahallinde keşif
food taken along to be eaten while traveling
kumanya
goods taken in execution
haciz konulan mallar İsim
goods taken out of pledge
rehinden kurtarılan mallar İsim
have never taken any notice of
hiç dikkate almamış olmak Fiil
have something taken out
çıkartmak Fiil
have to be taken to the police station
karakolluk olmak Fiil
he has taken into his head
aklına koydu
I have taken your time
Vaktinizi aldım. Sizi meşgul ettim.
indemnify the owner of property taken for public use
kamulaştırılan bir emlak sahibine tazminat ödemek Fiil
measures taken by the council
Konsey tarafından alınan önlemler İsim
oath taken by a witness
şahitin yemin etmesi
oath taken by an expert
ehlivukufun yemini
order yens to be taken against sb
birine karşı dava açmayı emretmek Fiil
sb who has taken something on as a duty
ödevli
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.