-
unvana /lâkaba ait, unvan kabilinden.
-
unvanı/rütbesi olan.
-
sözde, itibarî, lâfzî, yalnız unvandan ibaret, ismi var cismi yok.
He is only the titular head of the company.
-
adını/unvanını aldığı, ona unvan veren.
His titular saint is Michael.
-
unvan sahibi kimse.
-
adını/unvanını aldığı kimse.
-
görev ve sorumluluğu olmayıp sırf unvanı olan kimse.
-
fiilî varlığı kalmamış bir piskoposluğun unvanını alıp merkezde kalan piskopos.