1. Sıfat üzgün, sıkıntılı, tedirgin, dertli, endişeli, meraklı.
  2. Sıfat karışık, düzensiz.
    troubled period of history: tarihte karışık dönemler.
sıkkın
para konularında endişeli
kötü haberden dolayı üzgün
bozuk bir surat
(a) bulanık sular, (b) düzensizlik, kargaşalık.
to fish in troubled waters: bulanık suda balık avlamak.
pis bir öksürüğe tutulmuş
çok tedirgin durumda olmak Fiil
endişelenmek Fiil
bulanık suda balık avlamak, karışık durumdan yararlanarak çıkar sağlamak.
heyecanı yatıştırmak.
yatıştırmak, sakinleştirmek, teskin etmek.