1. Sıfat ılıman, mutedil.
    a warm climate.
  2. Sıfat ısıtan, sıcak tutan.
    warm clothing.
  3. Sıfat terli, terlemiş, ter basmış, kızışmış.
    to be warm from running.
    It's warm work: Bu terletici/zor bir iştir.
  4. Sıfat sıcakkanlı, hararetli, canayakın, samimî, candan.
    warm wishes. warm friendship. a warm welcome.
  5. Sıfat canlı, uyanık, yakın(dan ilgilenen).
    warm interest: yakın ilgi. 7 şevkli, heyecanlı, hararetli.
    a warm debate.
  6. Sıfat öfkeli, çabuk kızan, birdenbire parlayan.
    a warm temper. to become warm when contradicted.
  7. Sıfat taze, yeni, belirgin.
    a warm scent. a warm trail.
  8. Sıfat (renk) sıcak, kırmızı ve sarı renkleri fazla.
    warm colors.
  9. Sıfat (saklambaç vb. de) hedefe/gerçeğe yakın.
    You're getting warm, warmer - no, now you're getting cooler again.
  10. Sıfat sıkıcı, huzursuzluk veren.
  11. Fiil
    warm up: ısıtmak, kızdırmak.
    They warmed their hands/themselves by the open fire.
  12. Fiil ısınmak, kızmak.
    The soup is warming in the pot over the fire.
  13. Fiil
    warm to/up: heyecan/canlılık vermek, şenlendirmek, neşe katmak.
    The speaker quickly warmed to his subject.
  14. Fiil teşvik/tahrik etmek/olunmak, öfke/nefret/heyecan vb. uyan(dır)mak.
  15. Fiil
    warm to/toward: samimîleşmek, samimiyet/dostluk yaratmak, samimî/sıcak bir hava yaratmak, ilgi/sempati
    duymak.
    My heart warms to him for his courage.
    warm to one's work/task: işine/görevine ısınmak/ bağlanmak.
  16. İsim sıcak yer.
    come into the warm , out of the cold.
  17. İsim ısınma, sıcaklık.
    Come and have a warm by the fire.
(a) heyecanlandırmak, sevindirmek, (b) ısıtmak.
işine olan ilgisi artmak Fiil
ısınma
sıkı giyinmek Fiil
kalın giyinmek Fiil
iyi giyinmek Fiil
sıcak tutacak birşeyler giymek Fiil
ısınmak Fiil
bir iş olanağına sıcak bakmak Fiil
ılıklaştırmak Fiil
ılındırmak Fiil
sıcak su musluğu
gayretli savunucu
sıcak hava
(hayvanlar) sıcak kanlı
sıcak iklim
sıcak tutan giysiler İsim
tehlikeli yer
ateşli müzakere
güvenli varoluş
yakın dostlar İsim
sıcak hava kitlesi. İsim
sevgi dolu
nazik
samimi
iyi kalpli
cana yakın
büyük ilgi
sıcak yemek İsim, Gıda ve Mutfak
bir konuda hararetli tartışmak Fiil
ısınmak Fiil
ateş karşısında ısınmak Fiil
hoş karşılanış
bir oyundaki heyecanlı sahne
sıcak kesim: sıcak ve soğuk hava kitleleri arasındaki bölge. İsim
birinin ısınmasını sağlamak Fiil
birini ısıtmak Fiil
birinin içini ısıtmak Fiil
sıcak başlatma Bilgi Teknolojileri
sıcak başlama (bir iş döneminin başlangıcında bir bilgisayar istasyonunun çalışmaya başlaması
gayretli destekleyici
candan teşekkürler İsim
(sporda) yedek oyuncu olarak beklemek.
Bill has been warming the bench for three football seasons;
he hopes that the coach will let him play this year.
ısınmak Fiil
bir konuya ilgi duymak Fiil
bir konuyla ilgilenmeye başlamak Fiil
bir konuya ısınmak Fiil
bir fikre sıcak bakmaya başlamak Fiil
bir fikri benimsemeye başlamak Fiil
bir fikre ısınmak Fiil
birinden hoşlanmaya başlamak Fiil
birine ısınmak Fiil
birşeye ısınmak Fiil
birşeyden hoşlanmaya başlamak Fiil
(a)yarışa başlamadan hafif idman yapmak, (b) (motor) ısıtmak/ısınmak, (c) (konserden/temsilden önce)
son bir deneme yapmak, (d) sıkı fıkı olmak, kaynaşmak, samimiyeti artırmak.
yemeği ısıtmak Fiil
bir yemeği ısıtmak Fiil
sahneye önce çıkıp seyirciyi hazırlamak Fiil
sahneye önce çıkmak Fiil
ön grup olarak çıkmak Fiil
ılıklaşmak Fiil
birşeyi ısıtmak Fiil
birine ısınmak Fiil
birine ısınmak Fiil
birinden hoşlanmaya başlamak Fiil
birşeye ısınmak Fiil
birşeyden hoşlanmaya başlamak Fiil
hoş karşılanış
sıcak karşılama İsim
anlaşmak Fiil
birleşmek Fiil
ısınmak Fiil
birini içten övmek Fiil
ısındırmak Fiil
birine karşı yakınlık duymak Fiil
(a) hararetle karşıla(n)mak, (b)
mec. geldiğine geleceğine pişman olmak/etmek.
bir konu üzerinde yapılan tartışmada hiddete kapılmak Fiil
.: anasından emdiğini burnundan getirmek.
teshin etmek Fiil
anasından emdiğini burnundan getirmek Fiil
iyi karşılanmak Fiil