break up

  1. (a)
    split up ile ayni anlama gelir. separate, ayrılmak, ilgisini kesmek, (b) sona er(dir)mek,
    son vermek, nihayetlen(dir)mek.
    The police broke up the fight. to break up a frienship/a marriage. (c) parçala(n)mak, parçalara ayrılmak, bölünmek, dağılmak, çatla(t)mak.
    The ship broke up on the rocks. Frozen water will break up the bottle. (d) dağılmak, dağıtmak, sökmek, yıkmak.
    The crowd broke up: Kalabalık dağıldı. (e) boz(ul)mak, haleldar etmek/olmak.
    TV commercials during a dramatic presentation break up the continuity of effect. (f) (okul) tatil olmak, tatile girmek.
    When does your school break up? (g) çok eğlen(dir)mek, gülmekten katıl(t)mak, kahkahaya boğmak, kendini utamayıp gülmek.
    His funny story really broke me up. (h) toprağı sürmek/bellemek, (i) ıstırap çek(tir)mek, kederlen(dir)mek, üz(ül)mek.
    The bad news will break him up.
ailesini parçalamak Verb
yuvasını yıkmak Verb
çözülme, dağılma, parçalanma, bölünme.
the breakup of the larger farms. Noun
(Kanada ve Alaskada) (a) nehir ve limanlarda buzların ilkbaharda eriyip gevşemesi, (b) böyle eriyip dağılan
buzlar arasında seyrüsefer yapılabilen ilk gün.
Noun
(evli, nişanlı kimseler, dostlar vb. arasında) ayrılma, bozuşma, ilgi kesme.
the breakup of marriage.
The breakup between Charles and Vickie was due to an argument.
Noun
kavga :: ayırmak Verb
kampı kaldırmak Verb
bir toplantıyı mecburen tatil etmek Verb
toplantıyı mecburen tatil etmek Verb
bir toplantıyı dağıtmak Verb
tekeli bozmak Verb
bir tekeli bozmak Verb
okulu (tatil , bayram için) kapatmak Verb
bir cümleyi parçalara ayırmak Verb
bir gemiyi parçalara ayırmak Verb
bir gayri menkulü parsellemek Verb
gayrimenkulü parsellemek Verb
eski bir gemiyi parçalamak Verb
tekelciliği kırmak Verb
toplantıyı dağıtma
okul tatil etmek Verb
okulu tatil etmek Verb
kalabalığı dağıtmak Verb
bir işletmenin malvarlığının ayrı ayrı satışından elde edilen toplam değer
pratikte kullanılmaz hale gelen
tasfiye değeri
parçalandığı takdirde yeniden kullanılabilecek malvarlığının değeri
bozuşmak Verb
duman etmek (argo) Verb