Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
complement
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
tümleç, tamamlayan, tamamlayıcı şey, mütemim.
A good cup of coffee is a complement of good meal.
tümleyici, bütünleyici, bir şeyi tamam /bütün yapan miktar/nesne.
tüm, bütün.
tam takım.
Grammar
tümleç, mef'ul, mütemmim: yüklemin anlamını çeşitli açılardan bütünleyen, belirginleştiren, pekiştiren sözcük veya dizim.
Geometry
dikler: bir açıyı dik açıya tamamlayan açı.
Music
tümler: bir aralığa eklenince onu oktava tamamlayan aralık.
(bağışıklık biliminde) tümleç: kanın serumu ve plazmada bulunan ve karşıttenlerle birleşerek mikropları öldüren madde.
(bkz:
complementary color
).
tümlemek, tamamlamak, bütünlemek.
(bkz:
compliment
)
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
complement-dependent cytotoxicity (CDC)
komplemente bağımlı sitotoksisite
Noun, Biochemistry
full complement
tam kadro
objective complement
nesnel tümleç.
“We appointed him chairman”
tümcesindeki
“chairman”
nesnel tümleçtir.
Noun
retained objective complement
yinel nesne tümleci: etken ve edilgen tümcelerde aynı şekli koruyan nesne tümleci.
“He was considered
a genius” ve
“They considered him a genius”
tümcelerindeki
genius
gibi.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.