complement

  1. tümleç, tamamlayan, tamamlayıcı şey, mütemim.
    A good cup of coffee is a complement of good meal.
  2. tümleyici, bütünleyici, bir şeyi tamam /bütün yapan miktar/nesne.
  3. tüm, bütün.
  4. tam takım.
  5. Grammar tümleç, mef'ul, mütemmim: yüklemin anlamını çeşitli açılardan bütünleyen, belirginleştiren, pekiştiren sözcük veya dizim.
  6. Geometry dikler: bir açıyı dik açıya tamamlayan açı.
  7. Music tümler: bir aralığa eklenince onu oktava tamamlayan aralık.
  8. (bağışıklık biliminde) tümleç: kanın serumu ve plazmada bulunan ve karşıttenlerle birleşerek mikropları öldüren madde.
  9. (bkz: complementary color ).
  10. tümlemek, tamamlamak, bütünlemek.
  11. (bkz: compliment )
komplemente bağımlı sitotoksisite Noun, Biochemistry
tam kadro
nesnel tümleç.
“We appointed him chairman” tümcesindeki
“chairman” nesnel tümleçtir. Noun
yinel nesne tümleci: etken ve edilgen tümcelerde aynı şekli koruyan nesne tümleci.
“He was considered
a genius” ve
“They considered him a genius” tümcelerindeki

genius
gibi.