havada

Turkish-English Translation

  1. aloft
  2. air borne
  3. up
  4. engaged in aviation
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

açık havada
in the fresh air
açık havada
in the open air
açık havada
out of doors
açık havada
under the open sky
açık havada
alfresco al fresco
açık havada
outdoor
açık havada
outdoors
ağızı havada
stupid
ağızı havada
bewildered
aklı havada
frivolous Adjective
burnu havada
snooty Adjective
burnu havada
stuck- up
incinmiş bir havada
with an injured air
kırıcı bir havada
in an offensive tone
havada asılı
in mid air
havada asılı durma
levitation Noun
havada asılı gibi durmak
to levitate Verb
havada asılı kalma
levitation Noun
Havada aşk kokusu var.
Love is in the air. Sentence
havada atılan takla
flip
havada benzin ikmali
flying boom
havada bırakmak
to leave in the air Verb
havada çarpışma
midair collision
havada çevirmek
to flip Verb
havada durmak
to float Verb
havada durmak
to levitate Verb
havada ıslık gibi ses çıkarmak
to swish Verb
havada kalabilme yeteneği
air worthiness
havada kalış süresi
endurance Noun, Military
havada kalmak
to be still up in the air Verb
havada nem miktarını gösteren cihaz
hygroscope
havada olmak
to be still up in the air Verb
havada sertleşme
air hardening
havada sertleştirilmiş
air hardened
havada takla
loop
havada takla atma
cut a caper
havada uzanan duman
plume of smoke
havada uzanan duman
trail of smoke
havada yakıt ikmali
flight refuelling
havada yakıt ikmali yapmak
to refuel in mid-air Verb
havada yok olup gitmek
to vanish into thin air Verb
(kuş , uçak , vb) havada asılı kalmak
to hover Verb
açık havada dinsel amaçlı toplantı
camp meeting
açık havada gecelemek
to bivouac Verb
açık havada kurulan geçici ordugâh
bivouac
açık havada tedavi
open-air cure
açık havada tedavi
open- air cure
açık havada tezgâh kurup satış yapan
stall holder
açık havada uyumak
to sleep in the open Verb
açık havada uyumak
to sleep in the open air Verb
açık havada yakılan ateş
bonfire
açık havada yapılan on ayrı atletizm dalını kapsayan yarışma
decathlon
bir şeyi havada sallamak
to brandish Verb
burnu havada olmak
to be conceited Verb
giderken havada iz bırakan kurşun
tracer bullet
her türlü havada dışarı çıkmak
to go out in all weathers Verb
kafası bir karış havada olmak
to loose oneself in abstractions Verb
kritik sürat (uçağı havada tutmaya yeter asgari hız
critical speed
paraşüt açmadan havada gösteri yapmak
to sky dive Verb
rüzgârın planörü havada asılı tutması
hang gliding
sevinçten kendini havada uçar gibi hissetmek
to tread on air Verb
uçak yolculuğunda havada geçen süre
elapse d flying time
yıl boyunca açık havada yetişen
hardy
Turkish-English phrases from Zargan's own database