iddia

Turkish-English Translation

  1. Noun allegation
  2. Noun argument
  3. claim
  4. Noun suggestion
  5. maintenance
  6. profession
  7. contest
  8. thesis
  9. Noun assertion
  10. bet
  11. insistence
  12. Noun contention
  13. Noun pretence
  14. Noun indictment
  15. pretension
  16. Noun, Law case
  17. wager
  18. averment
  19. crimination
  20. plea
  21. line shooting
  22. false claim
  23. asseveration
  24. affirmance
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

anlaşmazlığın esasıyla ilgili iddia
material allegation
asılsız iddia
bogus claim
asılsız iddia
bad claim
çürük iddia
unsound argument
çürütülemez iddia
peremptory assertion
dava arkadaşına yöneltilen iddia
cross-claim Noun, Law
davaya etkisi olmayan iddia
immaterial averment
dayanaksız iddia
feeble argument
delilsiz iddia
naked allegation Noun, Law
doğru iddia
valid argument
esas iddia
primary allegation
esas iddia
principal argument
esasa dayanan iddia
immaterial averment
esasla ilgisi bulunmayan iddia
immaterial averment
haksız iddia
arrogation
haksız istek veya iddia
pretension
ispat edilebilir iddia
provable claim
ispat edilmiş iddia
proved claim
kabul edilen iddia
admitted claim
kanıtlanabilir iddia
provable claim
kanıtlanamayacak iddia
nonprovable claim
kanıtlanmış iddia
proved claim
karşı iddia
adverse title
karşı iddia
cross motion
karşı iddia
counter argument
karşı iddia
rival claim
karşı iddia
counterclaim Noun, Law
karşı iddia
cross petition
karşıt iddia
adverse claim
mukabil iddia
adverse claim
müspet iddia
affirmative
olumsuz iddia
negative averment
rakip iddia
rival claim
sahte iddia
false pretences
son iddia
final plea
şümullü iddia
general charge
şüphe götürür iddia
questionable assertion
şüpheyi davet eden bir iddia
closed-end question
tartışmalı iddia
dubious claim Noun
yanlış iddia
mischarge
yersiz iddia
irrelevant allegation
yersiz iddia
frivolous claim
iddia eden
assertor
iddia edilen
purported Adjective
iddia edilen
alleged
iddia edilen olayların gerçekliğine dayamak
to plead justification Verb
iddia edilmek
contend that
iddia etme
assertion Noun
iddia etme
suggestion Noun
iddia etmek
to attest Verb
iddia etmek
to profess Verb
iddia etmek
to claim Verb
iddia etmek
to suggest Verb
iddia etmek
to submit that Verb
iddia etmek
to shoot a line Verb
iddia etmek
to assert Verb
iddia etmek
to arrogate Verb
iddia etmek
to aver Verb
iddia etmek
to bet Verb
iddia etmek
to protest Verb
iddia etmek
to submit the plea that Verb
iddia etmek
to maintain Verb
iddia etmek
to declare Verb
iddia etmek
to allege Verb
iddia etmek
to avouch Verb
iddia etmek
to plead Verb
iddia etmek
to adduce Verb
iddia etmek; talep etmek, istemek
to claim Verb
iddia ile delil arasında önemsiz uyuşmazlık
immaterial variance
iddia ileri sürmek
to assert a claim Verb
iddia makamı
prosecution Noun, Law
iddia makamı
indictor Noun, Law
iddia makamı
the prosecution Noun, Law
iddia makamı
prosecution Noun, Law
iddia makamı avukatları
prosecution Noun, Law
iddia olunan hak
pretensed right title
iddia olunan hak
(title) pretended right
iddia olunan ihlal
alleged infringement
iddia olunan şey
object at issue
iddia olunanlar
allegations of fact Noun
iddia öne sürmek
to lodge a claim Verb, Law
iddia tanıkları
witnesses of the prosecution Noun, Law
iddia; talep; alacak hakkı
claim
… olduğunu iddia etmek
to call yourself something Verb
açıklayan ya da iddia eden kimse
professor
aksini iddia etmek
to contradict Verb
aksini iddia etmek
to maintain the contrary Verb
alacaklı sıfatıyla iddia sahibi olmak
to rank as creditor Verb
alternatif iddia veya suçlama
disjunctive allegation
amatör olduğunu iddia eden ama dolaylı olarak para alan kişi
shameteur
bahane göstererek hak iddia etme
to hang a claim on peg
beyan ve iddia etmek
to asseverate Verb
bilmediğinden hatalı davandığını iddia etmek
to plead ignorance in excuse of one's conduct Verb
bir delilin sahte olduğunu iddia etmek
to impugn a piece of evidence Verb
bir emlak üzerinde hak iddia etmek
to lay claim to an estate Verb
bir iddia üzerinde gereğinden fazla durmak
to labor an argument Verb
bir konuda uzman olduğunu iddia etmek
to profess to be an expert on a subject Verb
bir senedin sahteliğini iddia etmek
to accuse an act as false Verb
bir şey üzerinde hak iddia eden kimse
postulant
bir şey üzerinde hak iddia etmek
to have a claim to sth Verb
bir şey üzerinde hak iddia etmek
to lay claim to Verb
bir şeyde payı olduğunu iddia etmek
to claim a share in sth Verb
bir şeyde payı olduğunu iddia etmek
to claim share share in sth Verb
bir şeyin aksini iddia etme
negative averment
bir sözleşme tahtında bir hak iddia etmek
to claim a right under a contract Verb
birine karşı hak iddia etmek
to hold an argument Verb
birini tanıdığını iddia etmek
to claim acquaintance with sb Verb
birinin soyundan geldiğini iddia etmek
to claim descent from sb Verb
biriyle akraba olduğunu iddia etmek
to claim kinship with sb Verb
biriyle akraba olduğunu iddia etmek
to claim kinship from sb Verb
hak iddia eden
claimant
hak iddia etmek
to assert a right Verb
hak iddia etmek
to revindicate Verb
haklı olduğunu iddia eden kimse
disputant
haklı ve suçsuz olduğunu iddia ve ispat etmek
to vindicate Verb
haksız iddia ve talep bite bulunmak
to jump a claim Verb
haksız iddia ve talepte bulunmak
to jump a claim Verb
haksız yere iddia etmek
to arrogate Verb
hasarı saptamak (davacının uğradığı zararları iddia etmesi
to lay damages
herhangi bir iddia ile ilgili bir sözleşme
wagering contract
ilmin mantıktan çıktığını iddia eden kimse
intellectualist
ithamnamede iddia edilen her fiilden suçlu bulunmak
to be found guilty on all counts Verb
iyi niyetli olduğunu iddia etmek
to allege one's good faith Verb
kendisinin olduğunu iddia etmek
to claim one's own Verb
kumar ve iddia sigortası
wager insurance Noun
mirasçı olduğunu iddia etmek
to claim to be heir Verb
mirasta hak iddia etme
inheritance claim
mülkiyet iddia etmek
to claim title Verb
soyunun bir kimseden geldiğini iddia etmek
to claim descent from sb Verb
sözleşme gereğince bir hak iddia etmek
to claim a right under a contract Verb
suç işlenirken orada bulunmadığını iddia etmek
to plead an alibi Verb
suçsuzluğunu tekrar tekrar iddia etmek
to assert one's innocence Verb
suçsuzluğunu tekrar tekrar iddia etmek
to protest one's innocence Verb
tahtta hak iddia etmek
to pretend to the throne Verb
tersi iddia edilemez
irrefutable
tüm kuralları bildiğini iddia eden kişi
barrack-room lawyer
üçüncü şahsın haczedilen mal üzerinde mülkiyet iddia etmesi
tempering with goods under attachment
üzerinde hak iddia edilen borçlu
person of incidence
üzerinde hak iddia etmek
to lay claim to Verb
uzman olduğunu iddia etmek
to claim to be an expert Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İleri sürülen ... savunulan düşünce
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.