moment

  1. Noun, Aviation moment
  2. Noun an, lâhza, kısa zaman.
    Just a moment please: Bir saniye/dakika lütfen.
    In a moment all was
    changed: Bir anda her şey değişti.
    the moment I saw him: onu gördüğüm anda, onu görür görmez.
    not for one moment: asla! kat'iyen! hiçbir zaman!
    this moment: şu anda, bir an önce, derhal, hemen.
  3. Noun evre, safha, durum, hal.
  4. Noun önem, ehemmiyet, sonuç.
    be of (great) moment: (çok) önemli olmak.
    A decision of great moment:
    çok önemli bir karar.
    a matter of moment: önemli bir iş.
    The President will speak to the nation tonight on a matter of greatest moment.
  5. Noun, Statistics beklem.
    moment generating function: beklem çıkaran işlev.
    moment matrix: beklem dizeyi.

    moment ratio: beklem oranı.
  6. Adjective, Philosophy görünüm, temel unsur, bileşen.
  7. Noun, Mechanics döngü, moment.
    moment of force: döngü.
    moment of inertia: eylemsizlik döngüsü.
aklına estiğini yapmak Verb
her daim Adverb
sürekli Adverb
mütemadiyen Adverb
sürekli olarak Adverb
her zaman Adverb
daima Adverb
her an, herhangi bir anda.
sürekli olarak, her an, daima, mütemadiyen, aralıksız.
At every moment I am reminded of the great
difficulties we have still to face.
ilk müsait fırsatta, en kısa zamanda.
son anda, son dakikada.
şu sırada
bir dakikalık iş olmak Verb
eğilme momenti Noun, Construction
kritik an
özeksel beklem.
denk gine getirmek Verb
dönüm noktası Noun
son anda vazgeçmek Verb
dönüm noktası Noun
aklından çıkmak Verb
günün modası Noun
alan momenti
kısa bir an
azıcık
bir an için
boş bir an
dönüm noktası Noun
birazdan, şimdi, nerede ise, hemen, pek yakında, bir dakikaya kadar.
He'll be back in a moment: Şimdi/nerede ise gelir.
sonunu düşünmeden.
I promised in a rash moment to buy the children a pet monkey.
uğursuz an
mıknatıssal döngü.
kader anı Noun
zayıf bir anda
tav anını kaçırmak Verb
hemencecik, derhal, ânında, alelacele, irticalen, hazırlanmadan, düşünmeye vakit kalmadan, sümmettedarik.
uygun zamanda
devrilme momenti Noun, Construction
dönüm noktası Noun
en uygun an Noun
adaylığını son dakikada geri almak Verb
dönüm noktası Noun
(şu) an.
at the moment: şu anda, şu sırada.
He is busy at the moment: Şu anda meşguldür.

We both arrived at the same moment: İkimiz de aynı anda geldik.
şu anda, şimdi.
I've only (just) this moment (just now) remembered that I have to see the doctor this evening.
şimdiden
o an da vaki olan bir tepki ile
o anda vaki olan bir tepki ile
müsait olduğunuzda Adverb
size uygun bir zamanda Adverb
müsait bir vaktinizde Adverb
uygun bir zamanınızda Adverb
atalet momenti
saygı duruşu Noun
boğa güreşçisinin boğaya kılıcı saplayacağı an. Noun
karar ânı, kritik an. Noun
daha yeni Noun
şu anda, şimdi.
günümüzde Adverb
şu anda Adverb
bundan sonra Adverb
artık Adverb
şu andan itibaren Adverb
bugünden itibaren Adverb
bugünden sonra Adverb
bundan böyle Adverb
bir çılgınlık anında
bir dalgınlık anında
daha yeni Noun
bir dakika! biraz bekle/sabret! dur bakalım!
deminki
tam kalkış zamanı
hiç haber vermeden birinin yerine başkasını atamak Verb
derhal, o anda, hemen.
I recognized her the moment (that) I saw her: Onu gördüğüm anda (görür görmez) tanıdım.
daha kolay zamanlarla birlikte
nakit akışının en çok zorlandığı zamanların da hesaba katılması
en kötü zaman kavramı
yüksek meblağlı faturaların ödenmesi gereken dönemler gibi
mali tahminler ve bütçeler hazırlanırken
  1. loading list
  2. momentum
field moment
moment of inertia
overturning moment Noun, Construction
bending moment Noun, Construction

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir kuvvetin, bir cismin bir nokta ... etrâfında dönmesini sağlama etkisi