perk

English-Turkish Translation

  1. kaygısız/endişesiz görünmek/davranmak.
  2. şişinmek, gurulanmak, böbürlenmek, mağrur/kibirli görünmek/davranmak.
  3. şık giyinmek, süsle(n)mek, şık göstermek/görünmek.
    She is all perked out in her Sunday clothes. To
    perk up a suit with a new blouse.
  4. harekete geçirmek, canlandırmak, hız/canlılık vermek.
    a tax measure to keep the economy perking.
  5. percolate.
    Is the coffe perking yet?
  6. perquisite.
    Enjoying perks such as free theatre ticket.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

perk up one's ears
kulak kabartmak Verb
the perks of ...
…'in avantajı Noun
the perks of ...
...'in hoşluğu Noun
the perks of ...
...'in güzelliği Noun
the perks of ...
...'in hoş tarafı Noun
the perks of ...
...'in güzel tarafı Noun
the perks of ...
...'in artıları Noun
perk it
gururlanmak Verb
perk it
övünmek Verb
perk it
(US) kabarmak Verb
perk up
şenlen(dir)mek, neşelen(dir)mek, gönlü açılmak, ferahlamak.
She began to perk up during the dinner.
perk up/out
gururla/canlı bir şekilde kaldırmak.
to perk one's head up. The sparrow perked up his tail.
English-Turkish phrases from Zargan's own database