Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
pluck
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
koparmak (meyve, çiçek vb.).
He plucked her a rose.
yolmak.
She tried to pluck out some of her grey hairs.
çekmek.
to pluck someone's sleeve
: birinin kolunu/yenini çekmek.
pluck away/off/out
: asılmak, zorlamak, zorlayarak çekmek.
(tavuk vb.) tüylerini yolmak.
to pluck a chicken.
yağmalamak, soymak, yağma/talan etmek, soyup soğana çevirmek.
(telli sazı) mızrapla/parmakla çalmak.
(öğrenciyi sınavda) döndürmek/çaktırmak.
aldatıp soymak,
argo
yolmak.
yolma, koparma, çekme, çekip çıkarma.
sakatat: yürek, ciğer, böbrek, işkembe vb..
cesaret, yüreklilik, yiğitlik.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
win one's way by pluck
azimle ilerlemek
Verb
pluck a crow
saçmalamak
Verb
pluck a crow
beyhude uğraşmak
Verb
pluck a crow
bir kargayı yolmak
Verb
pluck a crow
kalburla su taşımak
Verb
pluck at
(a) hafifçe çekmek.
to pluck at someone's sleeve.
(b) kapıp kaçmak, birden çekip almak.
pluck off
koparmak
Verb
pluck on
çıkarmak
Verb
pluck sb
birini kandırarak soyup soğana çevirmek
Verb
pluck up
(a) (kökünden) sökmek, (b) cesaretlen(dir)mek, teşci etmek, maneviyatı(nı) kuvvetlen(dir)mek, cesaret
bulmak, cesaret etmek.
He plucked up (the) courage to tell her.
pluck up courage
cesaretini toplamak
Verb
pluck up courage
cesareti ele almak
Verb
pluck up heart
cesareti ele almak
Verb
have a crow to pluck with sb
birisiyle paylaşacak kozu olmak
Verb
have a crow to pluck with someone
birisiyle paylaşacak kozu/görülecek hesabı olmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.