ship

  1. Noun, Zoology şip
  2. Noun gemi, vapur.
  3. Noun, Maritime Traffic en az 3 direkli ve her direkte seren ile yan yelkenleri olan gemi.
  4. Noun gemi tayfası.
  5. Noun uçak, hava gemisi.
  6. Verb gemiye yüklemek.
  7. Verb (gemi, uçak, tren, vb. ile) göndermek, sevketmek, nakletmek.
    He shipped his luggage to Rize. The cattle
    were shipped out by rail. The troops were shipped off to France.
  8. Verb gemi hizmetine almak/yazılmak.
    ship a new crew: gemiye yeni tayfa almak.
    He shipped as cook: Gemiye aşçı yazıldı.
  9. Verb (kürek/ dümen) yerine takmak.
    to ship oars.
  10. Verb gemiye binmek, gemi ile seyahat etmek.
harcayacak parası olmak Verb
gemisine katılmak Verb
aklından çıkmak Verb
anımsayamamak Verb
zengin iken, parası pulu varken.
gemiyi terk et !
terkedilmiş gemi
terk edilmiş gemi
! (gemiyi) geriye döndür!
hava gemisi
zırhlı gemi
her yönden yükleme ya da boşaltmaya hazır olduğunu ve nizami süreler içinde hazırlık ihbarının yapıldığını belirten terim
bir geminin anlaşmaya varılmış olan yükleme ya da boşaltma yerine geldiğini
yardımcı gemi
zırhlı
zırhlı savaş gemisi
deniz harp okulu gemisi Military
ana/büyük savaş gemisi: savaş kruvazörü, uçak gemisi vb. Noun
zapteden gemi
yük gemisi
şilep
savaş sırasında esir mübadelesine ayrılan gemi
kiralanmış gemi
birinci sınıf gemi
temizlenmiş gemi
karantina altında olmayan gemi
karantinaya alınmış
kömür gemisi
karakol gemisi
konteyner gemisi
konteyner taşımak üzere yapılmış gemi
konvoy gemisi
kafile gemisi
manevra yapamayacak durumdaki gemi
tenezzüh gemisi
seyyah gemisi
onarım gemisi
terk edilmiş, sahipsiz, yüzer halde gemi, eşya, vb. Noun
yüzer halde gemi Noun
terk edilmiş gemi Noun
gemiyi bayraklarla donatmak.
sondaj gemisi
göçmen taşıyan gemi
boş gemi
düşman gemisi
malın gemiden rıhtıma indirilmesine kadar katlanılacak tüm giderlerin satıcıya ait olması
monte edilmiş gemi
rekabet karşısında düşük navlunla yüklenen konferans gemisi
savaş gemisi
ateş veya kundak gemisi: ateşlenerek düşman gemileri/tesisleri üzerine salıverilen içi patlayıcı madde dolu gemi. Noun
amiral gemisi
yabancı gemi
okyanus gemisi
(US) vergi alınmayan yabancı devlet gemisi
tarafsız gemi
tarafsız bir devlet gemisi
şilep
yük vapuru
tam armalı yelkenli
tam tayfalı gemi
herhangi bir nakliyecinin malını taşımaya hazır olan gemi
kırkambar şeklinde denizde taşıma sözleşmelerini yapan gemi
sefere çıkan gemi
karakol gemisi
ağır yükleri boşaltabilecek özel vinçlerle donatılmış gemi
çok ağır yükleri boşaltabilecek özel vinçlerle donatılmış gemi
hastahane gemisi.
denizaltı
ithal malı getiren gemi
bağlı olduğu limana giden gemi
(bahriyeli) gemiden kaçmak/firar etmek.
çıkarma gemisi.
sefere çıkan gemi
(US) asker taşıma gemisi
tehlikeli bir bölgeyi belirtmek için makineli ve belirli yerde demirli fener gemisi
ana gemi
ticaret gemisi
kayıp gemi
ana gemi, (denizde/uzayda) başka gemilerin ikmal ve bakımını yapan büyük gemi.
dizel motorlu gemi. Noun
ablukadan geçiş belgesi olan gemi
tarafsız gemi
tarafsızlık, partisizlik, bir partiye bağlı olmama.
nükleer güçle çalışan gemi
nükleer enerji ile işleyen gemi
transatlantik
memleket dışına sefere çıkan gemi
sefere çıkan gemi
ana gemi
yolcu gemisi
hayalet gemi
kılavuz gemi
eğitim gemisi
eğitim gemisi
soğukhava gemisi
soğuk hava gemisi
tescilli gemi
kurtarma gemisi
tamir gemisi
onarım gemisi
yedek gemi
onaran gemi
kurtarma gemisi
cankurtaran gemisi
roketli uçak: atmosfer ötesinde uçabilen roket motorlu uçak Noun
döneçli gemi: rüzgârın döndürdüğü motorla işleyen gemi. (Yedek güç kaynağı da vardır.) Noun
yelkenli
yelkenli gemi
kurtarma gemisi
(US) tarifeli vapur
tarifeli vapur
tarifeli gemi
okul gemisi
esir gemisi.
sağlam gemi
casus gemisi
standart gemi
batmış gemi
tedarik gemisi
su üstü gemisi
hidrografi gemisi
gemiye binmek Verb
tanker
sarnıçlı gemi
iyi örgütlenmiş kurum/ticarethane. Noun
eğitim/talim gemisi, okul gemisi.
düzenli seferi olmayan gemi
muntazam seferi olmayan gemi
zırhlı gemi
zırhlı
oy pusulası
okyanus meteoroloji istasyonu.
gemi enkazı
peksimet.
gemi içinde
gemide
geminin yükleyebileceği yük
peksimet.
gemi bozan
hurdacı
gemi enkazcısı
gemi simsarı, deniz sigortası acentesi.
gemi yapımı
gemi kanalı, geminin geçebileceği kanal.
gemi levazımı satıcısı.
gemilere kumanya satan kişi
gemi kumanyacısı
gemi levazımatı satan kişi
gemi bakkalı
gemi kanalı
avarya
deniz tazminatı
gemi hasarı
gemi ile yük sevk eden
gemi ile yük sevkeden
gemi yükü boşaltan
radyo dalgalarının geminin madensel yapısı nedeniyle yeniden yansımasından dolayı oluşan hata
tifüs. Noun
gemiyi finanse etme
gemiyi finanse etmek Verb
geminin şekillenmesini sağlayan görevli
mal göndermek Verb
gemiye makine , dümen ya da yelkenle yerinde manevra yaptırma
gemiye makine
dümen ya da yelkenle yerinde manevra yaptırma
gemi sigortası Noun
gemi merdiveni
gemi yükleme
gemiye kumanda eden kişi
gemi kaptanı
bir gemiye kumanda eden ya da kumanda etmeyi bilen kişi
süvari
gemi iş arkadaşı
liman vergisi.
gemi ipoteği
göndermek Verb
(a) gemi ile başka bir ülkeye gitmek/gönderilmek, (b)
k.d. işini terketmek, istifa etmek, kovulmak.
gemi sahibi
armatör
donatan
yolcuları gemiye almak Verb
(uçak) yolcularını göndermek Verb
gemi sicili Noun, International Law
araba vapuru
gemi ihtiyaçlarının satıldığı mağaza
gemici kabul edilen zaman
gemi trafiği
gemiyi terket