skin

  1. Noun deri, cilt, ten.
    dark/fair skin: esmer/beyaz ten.
    outer skin: dış deri.
    only/mere
    skin and bones: bir deri bir kemik, çok zayıf, iskelet gibi, kadidi çıkmış.
    next to one's skin: tenine.
  2. Noun hayvan derisi, post, pösteki.
    a beaver skin.
  3. Noun kabuk.
    orange/banana skin: portakal/muz kabuğu.
  4. Noun dış/üst tabaka, (uçak/gemi vb.) kaplama.
    a skin of thin ice on the lake. the aluminum skin of an airplane.
  5. Noun cidar.
    skin effect:
    elekt. cidar olayı.
  6. Noun tulum, tuluk, hayvan derisinden yapılmış kap.
  7. Noun can, hayat, varlık.
    to save one's skin: canını/postu kurtarmak.
    They betrayed their country
    to save their skin: Kendi canlarını kurtarmak için vatanlarına ihanet ettiler.
    come off with a whole skin: postu kurtarmak, sağ kurtulmak.
  8. Noun dolar, banknot.
  9. Noun davul, dümbelek.
  10. Noun cimri, hasis, tamahkâr.
  11. Noun dolandırıcı, dalavereci, sahtekâr.
  12. Noun cüzdan, kese.
  13. Noun at.
  14. Verb (derisini) yüzmek, (kabuk vb.) soymak.
  15. Verb sıyırmak.
  16. Verb (derisi) sıyrılmak/soyulmak.
  17. Verb deri ile kapla(n)mak/ört(ül)mek.
  18. Verb para yolmak, soyup soğana çevirmek, dolandırmak.
kıtı kıtına, ucu ucuna, daradar, ancak, kıt kanaat, güçlükle.
He passed English by the skin of his teeth.
kıl payı, kıtı kıtına, ancak, güçbela.
We had to run for the train, and caught it by the skin of our teeth.
kıtı kıtına, ucu ucuna, ancak, güçbela, güçlükle, kıl payı.
escape by the skin of one's teeth: kıl payı kurtulmak.
tavır ve hareketini değiştirmek Verb
kabuğuna çekilmek Verb
paçasını zor kurtarmak Verb
(a) kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, canını sıkmak, damarına basmak, (b) etkilemek, duygulandırmak.
korkudan sıçramak; aşırı derecede coşmak.

nose
argo ilgilendirmeyen, zararı dokunmayan, zararsız.
hayatını tehlikeye atmak Verb
paçasını kurtarmak Verb
eli taşın altında olmak Verb, Idioms
bir işte menfaati olmak Verb, Idioms
bir işin, girişimin sonucundan olumlu veya olumsuz etkilenecek olmak Verb, Idioms
gömlek değiştirmek Verb
sırsıklam olmak Verb
iliğine kadar ıslanmak Verb
kaporta
tulum peyniri
iliğine kadar ıslanmış
kuru cilt Noun, Medicine
cilt kuruluğu Noun, Medicine
kabuklanmak Verb
iliklerine kadar ıslanmak Verb
paçasını kurtarmak Verb
birine rahatsızlık kaynağı olmak Verb
iliğine kadar ıslanmak Verb
altın yaprakları ayırmaya mahsus kuru kursak.
(tenkitlere, azarlanmaya vb.) aldırmamak, aldırış etmemek, vurdum duymaz olmak, kös dinlemek.
(tenkit vb.'ye karşı) çok hassas/alıngan olmak.
yünün tenime değmeksi hoşuma gitmiyor
sahte kahramanlık
ince muşamba
yağlı cilt Noun, Medicine
pürüzlü cilt
içine işlemek Verb
birini çırılçıplak soymak Verb
sahte kahramanlık.
Yılan deri değiştirir.
özünde, aslında, esasında, temelde. Adverb
sırsıklam, iliklerine kadar ıslanmış.
sineğin yağını hesap etmek.
tulum çıkarmak Verb
cilt kanseri Noun, Diseases
cilt bakımı Noun, Medicine
ten rengi Noun
ten rengi Noun
cilde temas Noun, Medicine
balık adam.
aletli dalış.
ellerle tutunarak inmek.
(sıvı ve gazlarda) yüzeysel sürtme.
dericilik
döküntü
açık saçık/müstehcen film.
(sıvı ve gazlarda) yüzeysel sürtme.
çevre sürtünmesi, yüzey sürtünmesi Noun, Mechanics
hileli kumar oyunu, hileli, iş, dolandırıcılık.
başkasına aşılanan deri.
deri aşılama.
cilt lezyonu Noun, Medicine
deri lezyonu Noun, Medicine
kurban derisi Noun, Religion-Faith
(a) insafsızca parasını yolmak, soyup soğana çevirmek, (b) azarlamak.
-den kaçivermek.
dermabrasion.
sıyırmak Verb
deri üzerinde duyarca denemesi/alerji testi.
(a) işi becermek, (b) (spor) elleriyle demir çubuğa asılıp bedenini kolları arasından geçirmek.
güçlükle/zar zor geçmek.
ten rengi Noun
yalnızca ellerle tırmanmak.
bir deri bir kemik olmak Verb
reklamlara karşı tepkileri ölçülen kişinin psikolojik bir dürtü karşısında (örneğin korku , tahrik olma)
ortaya koyduğu psikolojik tepki
cildin erken yaşlanması Noun, Medicine
kadidi çıkmak Verb