some

  1. Adjective bazı.
    I have some important things to tell him: Ona bazı önemli söyleyeceklerim var.
    some person
    may object: Bazı kimseler itiraz edebilir.
    some days I stay home: Bazı günler evde kalırım.
  2. Adjective bir.
    to some extent: bir dereceye kadar.
  3. Adjective bir kaç, bir hayli, epeyce.
    We talked for some time: Uzun müddet (epeyce zaman) konuştuk.
    He
    was here some weeks: Birkaç haftadır burada idi.
  4. Adjective önemli, hatırı sayılır, mühimce, oldukça.
    It was some accident: Önemli bir kaza idi.
  5. Adjective biraz, bir miktar.
    Give me some money: Bana biraz para ver.
  6. Adjective birtakım.
  7. Adjective yaklaşık olarak, aşağı yukarı, takriben, … kadar.
    Gürün is some 140 km. south of Sivas: Gürün,
    Sivasın takriben 140 km güneyindedir.
    There were some 40 people: 40 kişi kadar vardı.
    k.d. ne biçim.
    some friend you are, you won't even lend me $5.: Ne biçim arkadaşsın, bana 5 dolar ödünç vermiyorsun.
hem de fazlasıyla
“-gövdeli, -bedenli, -vücutlu” anlamı katar, hayvan ve bitkiler için kullanılır.
ör.: dolichosoma, hydrosoma. Prefix
-cı (isimlerden sıfat yapar).
quarrelsome: kavgacı. Prefix
…'lik, … kişilik.
twosome: iki kişilik. Prefix
gövde, parçacık, cisim.
ör.: chromosome. Prefix
bazısı … bazısı … , kimi … kimi …
Some like flying, others prefer the train: Kimi uçağı, kimi treni tercih eder.
günün birinde
günün birinde, bir gün.
bir miktar, birkaç.
budala politikacının biri
herifin teki Noun
adamın biri Noun
Bazıları Sıcak Sever Proper Name, Cinema
biraz daha
bazı
belli çevreler Noun
belli kesimler Noun
bazı kesimler Noun
bazı çevreler Noun
meçhul kişi
bilinmeyen kişi
bir yolunu bulup, ne yapıp yapıp. Adverb
birine tolerans tanımak Verb
epey uzun süre
en geç bir zaman
itibar/hürmet görmek, hatırı sayılmak.
içeride olmak Verb
bir konuda endişeleri olmak Verb
yeni delil ileri sürmek Verb
yeni delil ileri sürmek Verb
arazi satın almak Verb
öyle veya böyle
kuşkuculuğu biraz fazla ileri götürmek Verb
güneşlenmek.
(horul horul) uyumak.
bazı başkentlerde büyük huzursuzluk yaratmak Verb
biriyle er geç bir gün hesaplaşmak Verb
bazı yeni gerçekleri meydana çıkarmak Verb
iyi bir plan yapmak Verb
enine boyuna müzakere etmek Verb
bir bahane uydurmak Verb
biraz alışveriş yapmak Verb
biraz dinlenmek Verb
suya düşmek Verb
Bir yolunu bulup oraya git.
Bir şekilde oraya git.
uyarı için havaya birkaç el ateş etmek Verb
uzun süredir Adverb
uzunca bir süredir Adverb
uzun bir süredir Adverb
epey bir zamandan beri.
for some time to come: daha epeyce bir müddet.
bilinmeyen bir nedenle Adverb
nevaleyi düzmek Verb
yaramazlık etmek Verb
biraz hava almaya çıkmak Verb
henüz bazı şüpheler beslemek Verb
ihracat konusunda fikri olmak Verb
ihracat konusunda bir fikiri olmak Verb
yapılacağı alışverişleri olmak Verb
yapılacak alışverişleri olmak Verb
bu yaz Afrika'ya gitmeyi düşünmek Verb
biraz boş zamanı olmak Verb
el de beş on kuruşu kalmak Verb
elde beş on kuruşu kalmak Verb
mırın kırın etmek Verb
bir dereceye kadar, kısmen.
bir bakıma Adverb
bir yerde Adverb
bir anlamda Adverb
bir derecede
bir dereceye kadar
Bir sorun mu var?
birkaç nazik söz ezberlemek Verb
epey bir süre kalmak Verb
şikâyet etmek, şikâyette bulunmak.
The bus was late again today. Let's make a noise to the company about it.
bazı değişiklikler yapmak Verb
açıklama istemek Verb
nevaleyi düzmek Verb
birine ödeyeceği bir borcu olmak Verb
hesaba katılması gereken kişi/şey.
bazı ilginç özellikler göstermek Verb
birine biraz moral vermek Verb
hız vermek Verb
! haydi, çabuk ol/elini çabuk tut!
biraz öfke ile cevap vermek Verb
beklenmeyen konuklar için acele yemek hazırlamak Verb
bazı özel amaçlara hizmet etmek Verb
masraf görmek Verb
kimliğini ispat et
biraz tedirgin görünmek Verb
bazı maddeleri atlamak Verb
bir konu üzerinde enine boyuna konuşmak Verb
konu üzerinde enine boyuna konuşmak Verb
bir konu üzerinde epey bir süre konuşmak Verb
para sızdırmak Verb
bazı karanlık şeyleri hasıraltı etmek Verb
yenilmesi güç olmak Verb
benzersiz olmak Verb
geçilmesi güç olmak Verb
rakip tanımamak Verb
geçilmesi zor olmak Verb
kırılması zor olmak Verb
çok itibarlı müşterileri var
bir yolculuk için bazı güzergâhlar düşünmek Verb
bu talimat açıklama gerektiriyor
Çamur at, izi kalsın. Sentence, Idioms
birinin aklını başına getirmek Verb
voli vurmak (argo) Verb
bir dereceye kadar
oldukça
bir dereceye kadar
biraz serbestçe çeviri yapmak (harfi harfine çevirmemek Verb
100 kadar temel maddenin fiyatından yaklaşık yüzde 3 kesmek Verb
eski notlardan birkaç ders hazırlamak Verb
arkadaşlara misafirliğe gitme
bazı konularda söz hakkı olma
kendiliğinden bazı bilgiler vermek Verb
hasta gibi görünmek Verb
büyük gayret ve çaba istemek/gerektirmek.
This difficult job wants some doing.
basit sözler Noun