yasa

Turkish-English Translation

  1. act
  2. statute
  3. Noun enactment
  4. ordinance
  5. act of parliament
  6. law
  7. lex
  8. code of laws
  9. law code
  10. enaction
  11. ordonnance
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu
Private Pension Savings and Investment System Law Noun, Law
ceza yasası
criminal law Noun, Criminal Law
fizik yasaları
laws of physics Noun, Physics
köye dönüş yasası
homecoming law Noun, Law
sınır dışı yasası
deportation law Noun, Politics-Intl. Relations
Takrir-i Sükun Yasası
Law on the Maintenance of Order Proper Name, Law
Topluma Kazandırma Yasası
Law on Social Integration Proper Name, Law
Ulusal Savunma Yetki Yasası
National Defense Authorization Act Proper Name, Politics-Intl. Relations
uyum yasası
harmonization law Noun, Law
yasa çıkarmak
enact Verb, Law
yasa yayımlamak
promulgate Verb, Law
yasadışı
under-the-counter Adjective
yasadışı giriş
illegal entry Noun, International Law
yasadışı göç
illegal migration Noun, International Law
yasadışı göçmen
illegal migrant Noun, International Law
yasadışı örgüt elemanı
member of an illegal organization Noun, Politics-Intl. Relations
yasadışı örgüt üyesi
member of an illegal organization Noun, Politics-Intl. Relations
yasadışı yollarla
illegally Adverb, Law
yasal boşluk
legal gap Noun, Law
yasaların yayımlanması
promulgation of laws Noun, Law
(evlilik) kutlamasının yapıldığı yerde yürürlükte olan yasa
lex loci celebrationis
5253 sayılı yasa
Law No. 5253 Proper Name, Law
bazı sözleşmelerin yazılı yapılmasını zorunlu kılan yasa
statute of frauds
daimi ikametgâh yerinde yürürlükte olan yasa
lex domicilii
içtinap yükümlülüğünü yükleyen yasa
negative statute
kurucu yasa
organic law Law
temel yasa
organic law Law
torba yasa
omnibus bill Noun, Law
yürürlükteki yasa
the law ait it stands
zaman aşımı süresini belirleyen yasa
statute of limitations
yasa açık
the law is clear
yasa boşluğu
loophole in the law Noun, Law
yasa boşluğu
legal loophole Noun, Law
yasa çıkararak mahkûm edip mallarına el koyma
attainder
yasa çıkarmak
to lay down rules Verb
yasa çıkarmak
to make laws Verb
yasa dışı ticaret yapmak
to traffic Verb
yasa dışı uyuşturucu madde kullanımı
illicit use of drugs
yasa dışı uyuşturucu madde satmak
to peddle Verb
yasa dışı uyuşturucu madde ticareti
illegal trafficking in drugs
yasa dışı yollardan uyuşturucu madde elde etmek
to score Verb
yasa dışına çıkmadan
honest graft
yasa gereği
ex lege Adverb, Law
yasa gereğince
legally Adverb
yasa ile vergi koyma
tax levy
yasa kendinden yana olmak
to have the law on one's side Verb
yasa koyma
legislation Noun, Law
yasa koymak
to bring in Verb, Law
yasa koyucu
law-maker
yasa koyucu
legislator Noun, Law
yasa koyucuyla ilgili
legislatorial
yasa kuralları
rules of law Noun, Law
yasa marifetiyle
by operation of law Adverb, Law
yasa önergesi getirmek
to table a bill Verb
yasa tasarısı
draft bill
yasa tasarısı
bill
yasa taslağı
bill Noun, Law
yasa taslağı sunmak
to introduce a bill Verb
yasa teklifi
bill Noun, Law
yasa teklifi
proposition Noun, Law
yasa teklifi
legislative proposal
yasa uygulayıcıları
law enforcement personnel Noun
yasa yapıcı
nomographer
yasa yapma
lawmaking Noun, Law
yasak hükmünü içeren yasa
negative statute
(parlamento) vergi yasa tasarısı
tax bill
babası bilinmeyen yasa dışı çocuk
filius nullius
bir kişinin yasa dışı olduğunu ilan etmek
to bastardize Verb
bir kurt gibi serbestçe öldürülebilecek yasa dışı kişi
caput lupinum
bir yasa önergesinin onaylanması
passing of a bill
bir yasa tasarısını engellemek
to strangle a bill Verb
bu yasa geçersizdir
this law is null and void
cezai nitelikte yasa hükmü
penal provision
deniz sigortalarındaki kuralların yasa haline gelmesi (1906
marine insurance act
hukuk; yasa, kanun
law
Sicilya kökenli yasa dışı silahlı örgüt
mafia
US parlamentoda çıkartılan bir yasa ile kurulan ve bir kamu hizmeti sunmaya yönelik kamu şirketi
statutory company (corporation)
vergi yasa tasarısı
(Br) tax bill
yurttaşın yasa altındaki hakları
civil rights Noun
(kız) evlenecek yaşa gelmiş
nubile
Aklınla bin yaşa!
My hat goes off to you! Sentence
Çok yaşa.
Bless you. Exclamation, Idioms
hapşıran bir kişiye'çok yaşa'sözü
bless you
İyi yaşa.
Bless you. Exclamation, Idioms
yaşa
whoopee
yaşa
live and let live
Yaşa ! Yaşasın
hurrah hurray
yaşa bağlı
age-related Adjective, Medicine
yaşa yaşasın
long live
yaşa!
bully
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Devletin yetkili ... kural, kānun
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

yaşa
Memnûniyet, teşvik, takdir vb