adequate

inadequate

noksan Sıfat

adequate care

orta derecede dikkatli bir kimsenin sarf edeceği ihtimam

adequate care

normal dikkat ve ihtimam

adequate care

tehlike ve durumun gerektirdiği oranda ihtimam

adequate cause

yeterli neden

adequate cause

ceza hukukunda kışkırtmak için yeterli neden

adequate compensation

yeterli tazminat

adequate consideration

yeterli bedel

adequate consideration

gerekli ihtimam

adequate judge

yetkili hâkim

adequate means

yeterli maddi olanaklar İsim

adequate preparation

(duruşma) yeterli hazırlık

adequate price

uygun fiyat

adequate provision

yeterli karşılık

adequate provocation

yeterli kışkırtma nedeni

adequate punishment

layık ceza

adequate remedy

yeterli hukuki çare

adequate remuneration

yeterli ivaz

adequate remuneration

yeterli karşılık

adequate remuneration

yeterli ücret

adequate reward

yeterli ödül

adequate sample

yeterli örnek

adequate sample

istatistikte

adequate sample

bir araştırmada elde edilen verilerdeki şans etmeninin etkinliğini en alt düzeye indirecek büyüklükteki örnek

adequate supplies

yeterli malzeme

adequate supply of provisions

yeterli erzak ikmali

adequate to

yeter(li), yetişir, kâfi.
This car is adequate to our need: Bu araba ihtiyacımızı karşılar.

be adequate to a task

bir işe ehliyetli olmak Fiil

feel adequate to the task

kendini bir işe ehil ehl görmek Fiil