1. kümel(lenmiş), toplu, toplanmış, demet/salkım/küme halinde.
  2. küme, salkım, demet.
    an aggregate flower: top top (demet halinde) çiçek.
  3. tüm, bütün, toplam, yekûn.
    the aggregate of all past experience: geçmiş tecrübelerin tümü.
    in
    the aggregate: bir bütün olarak.
  4. küme, yığın.
  5. Jeoloji çeşitli minerallerden oluşmuş kütle (granit gibi).
  6. katışmaç, kum-çakıl karışımı, çimentoya katılan kum, çakıl, vb.
  7. yığ(ıl)mak, kümeleş(tir)mek, kümelenmek, topla(n)mak, kat(ıl)mak.
  8. yekûn tutmak, baliğ olmak, toplamına ulaşmak.
    The guns captured aggregated 500: Zaptedilen silahlar 500'e ulaştı.
hizmet sürelerinin birleştirilmesi İsim, Hukuk
veri toplulaştırma İsim, Hukuk
birçok kişiden oluşan tüzel kişilik
kristal kümesi: granit taşında olduğu gibi bir arada bulunan kristaller.
toplam olarak Zarf
toplamda Zarf
toplam Zarf
toplumsal yığın
makroanaliz
genel denge analizi
toplam yoğunlaşma İsim, Rekabet Hukuku
mecmuu talep
toplam talep
(ailelerin tüketici mal ve hizmetler talebi , firmaların ve hükümetin yatırım malları için talebi , merkezi
ve genel idarelerin mal ve hizmet talebi i
mal ve hizmetler için toplam talep
terekenin bütünü
toplam gider
toplam giderler
toplam risk
toplam gelir
toplam insan gücü bütçeleri (beceriler ya da sanayiler arasındaki ayırımları , dökümleri dikkate almayan genel bütçe veya planlar İsim
bir çok gayri menkulün toplu ipoteği
bir çok gayrimenkulün tapu ipoteği
randıman toplamı
toplan kâr
toptan kâr
toplam mal mülk
toplam satışlar İsim
toplam satış değeri
birini bir şirkete kabul etmek Fiil
toplam arz (belirli bir dönemde piyasa arzedilen tüm malların toplam miktarı
toplam arz
mecmuu arz
toplam talebi karşılamak için bir ekonomide bulunan mal ve hizmet tedarikinin tümü memleket içinde üretilen
mal ve hizmetlerle ithalatı içerir
toplam arz fiyatı
genel ticaret
toplam fayda
toplam değer
toplam hacim
ücretler toplamı