1. gitmek, hareket etmek.
    to be about to depart: gitmek üzere olmak.
    The train departed from Ankara at 11.00 o'clock.
  2. ölmek, vefat etmek.
    depart (from) this life/world: ölmek, hayata veda etmek.
  3. ayrılmak, terketmek, göçmek.
    depart from a city.
    He departed from his customs: Adetlerini terketti.
  4. (bkz: departure ), (bkz: death )
planından sapmak Fiil
prensiplerinden ayrılmak Fiil
konudan sapmak Fiil
talimatlarından zerre kadar ayrılmamak
çıkış limanı İsim, Uluslararası Hukuk
yola çıkmaya hazır olmak Fiil
sapmak, inhiraf etmek, farklı olmak.
The new method departs from the old in several respects.
bir âdeti bırakmak Fiil
hayatını terk etmek Fiil
hayatı terk etmek Fiil
eski âdetlerden uzaklaşmak Fiil
doğru yoldan çıkmak Fiil
ölmek, bu dünyadan göçmek.
saptırmak Fiil