1. demirci ocağı.
    The blacksmith took the white-hot horseshoe out of the forge.
  2. demirhane, demirci dükkânı, demir imalâthanesi.
  3. demiri (ocakta kızdırıp) dövmek, (döverek) işlemek/şekil vermek, demirhanede çalışmak, demircilik yapmak.
  4. şekillendirmek, şekil vermek, kurmak, tesis etmek.
    They forged a strong and lasting friendship.
  5. (hikâye, yalan vb.) uydurmak.
  6. (imzayı, el yazısını vb.) taklit etmek, sahtekârlık yapmak.
    a forged passport: sahte pasaport.

    He got the money dishonestly, by forging his brother's signature on a cheque.
  7. kalpazanlık yapmak.

  8. forge ahead: (ağır/devamlı/kararlı bir şekilde) ilerlemek, ilerleme kaydetmek.
    to forge ahead
    with one's work: işinde gittikçe ilerlemek.
    He didn't do very well when he first went to school, but he's forged ahead in the last 2 years.
  9. hamle/atılım yapmak, (ânide/birdenbire) ilerlemek, ileri geçmek, (at yarışında vb.) ileri atılmak, başa
    geçmek.
    He forged into the lead as they came round the last bend before the end of the race.
sahte evrak İsim, Ceza Hukuku
sahtecilik İsim, Ceza Hukuku
resmi belgede sahtecilik İsim, Ceza Hukuku
özel belgede sahtecilik İsim, Ceza Hukuku
dövmek Fiil
kalıpta/şahmerdanda dövme, sıcak basma. İsim
sahte para basmak Fiil
sahte kâğıt para basmak Fiil
sahte senet düzenlemek Fiil
(US) Br sahte çek düzenlemek Fiil
sahte çek yapmak Fiil
sahte belge düzenlemek Fiil
sahte pasaport düzenlemek Fiil
pasaportu tahrif etmek Fiil
sahte poliçe düzenlemek Fiil
sahte imza atmak Fiil
sahte vasiyetname düzenlemek Fiil
hızla yol almak Fiil
hızla ilerlemek Fiil
hızla ilerleme kaydetmek Fiil
bir konuda hızla yol almak Fiil
bir konuda hızla ilerleme kaydetmek Fiil
bir konuda hızla ilerlemek Fiil
tağşiş etmek Fiil
kalp para basmak Fiil
çekiç
yanlış haber yaymak Fiil
haber uydurmak Fiil
devam etmek Fiil