1. Zarf şu kadar, şu derecede.
    insofar as: … kadar.
    insofar as I am able: yapabildiğim/gücüm yettiği
    kadar, elimden geldiği kadar.
    I'll help you insofar as I can: Elimden geldiği kadar sana yardım ederim.
… derece(sin)de, … kadar, ne kadar … ise o kadar …
In so far as we can believe these facts we will
use them.
(In) so far as I know: Bildiğim kadar.