1. belirli, muayyen, önceden belirtilmiş/tayin edilmiş.
    prescribed task: belirli görev.
    within
    prescribed time: belirli süre içinde.
    a prescribed amount of money: muayyen bir para.
öngörüldüğü üzere
zamanaşımına uğramak Fiil
saptanan vadeyi uzatmak Fiil
kanun tarafından öngörülmüş
kanun da öngörülmüş
kanunda öngörülmüş Sıfat, Hukuk
öngörülen form
(Br) iş hastalığı
öngörülen had İsim
kıt'a yükü İsim, Askerlik
önerilen görev
öngörülen ders kitapları İsim
belirli bir meblağı aşmak Fiil
öngörülen süreyi aşmak Fiil
öngörülen süre içinde
temyiz için öngörülen süre
öngörülmüş süre içinde
belirli süreler içinde