Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim, Tekstil Sanayii merdane
  2. Fiil (top, silindir vb.) yuvarla(n)mak, (teker/çember) çevir(il)mek.
    The ball rolled into the hole.
  3. Fiil tekerlek üstünde gitmek/yürütülmek. tekerlenmek.
    The cart rolled down the hill.
  4. Fiil dalgalan(dır)mak, dalga vurmak.
    The ocean rolls its waves upon the shore.
  5. Fiil inişli yokuşlu uzayıp gitmek.
  6. Fiil (gök) gürlemek, (davul) gümbürdemek.
    The thunder rolls.
  7. Fiil (ses) titre(t)mek, titrek sesle söylemek/ötmek.
  8. Fiil (yatarak yerde) yuvarla(n)mak, eksen etrafında) dön(dür)mek, yuvarlanarak gitmek.
    The children rolled in the grass.
  9. Fiil (göz) sağa-sola çevir(il)mek, fırıl fırıl döndür(ül)mek.
    to roll one's eyes.
  10. Fiil (gemi) yalpalamak, yalpa yapmak/vurmak, salla(n)mak.
    to pitch and roll.(bkz: pitch )1 (14)
  11. Fiil devir(il)mek.
  12. Fiil
    roll up: top etmek/olmak, tomar yapmak, (top halinde) sar(ıl)mak, sarmala(n)mak.
    roll into
    a ball: top yapmak.
    roll oneself into a ball: tortop olmak.
    He rolled the carpet up.
  13. Fiil (sigara vb.) sarmak.
    to roll a cigarette.
  14. Fiil (topu/sarılı bir şeyi) açmak/sermek/yaymak.
  15. Fiil (oklava vb. ile) aç(ıl)mak, (loğ/silindir vb. ile) tesviye etmek.
  16. Fiil haddeden geç(ir)mek, yassıl(t)mak, levha haline gelmek/getirmek.
    The metal rolls easily.
  17. Fiil hızlı hızlı davul çalmak, (davulu) gümbürdetmek.
    rolled their drums.
  18. Fiil zar atmak.
  19. Fiil, Matbaacılık merdane ile mürekkep sürmek.
  20. Fiil soymak, (uyuyan veya sarhoşluktan sızmış kimsenin ceplerinden) aşırmak.
  21. Fiil gezmek, dolaşmak.
  22. Fiil sallanarak/yalpalayarak yürümek, sallanmak, yalpalamak.
  23. Fiil ilerlemek, terakki etmek.
  24. İsim (kâğıt vb.) tomar, top, rulo.
    a roll of toilet paper.
  25. İsim liste, defter, sicil, kayıt, kütük, resmî kayıt belgesi.
    The rolls of parliament.
    roll call: yoklama.
  26. İsim kangal, yumak.
    a roll of wire.
  27. İsim topak, yuvarlak şey, somun.
    a roll of butter: tereyağı topağı.
    bread roll : ufak somun.
  28. İsim silindir, yuvak.
  29. İsim merdane, oklava.
  30. İsim (a) reçelli katmer, (b) katmer, açma, (c) yuvarlak sarılarak pişirilmiş et.
  31. İsim yuvarla(n)ma, yuvarlanış, yuvarlayış, tekerle(n)me.
  32. İsim (yüzey) dalgalanma, iniş yokuş, kabarıklık.
  33. İsim gümbürtü.
    a drum roll . The roll of cannon.
  34. İsim gök gürlemesi.
    a roll of thunder.
  35. İsim titrek ses, ses titremesi, (kuşlarda) şakıma.
  36. İsim (gemi vb.) yalpalama, yalpa yapma, sallanma, yalpalayarak ilerleme.
    The slow roll of a ship on the rough sea.
  37. İsim, Havacılık (a) uçağın ekseni etrafında (yükseklik kaybetmeksizin) tam bir dönüşü, (b) uçağın yere inip pistte yürümesi.
  38. İsim para/banknot destesi.
  39. İsim (a) zar atma.
    a roll of the dice. (b) bir zar atışta yapılan sayı.
  40. İsim devirme, devrilme.
  41. İsim (saç) kıvrım, lüle, bukle.
    a pageboy roll .
  42. İsim (taş) sekme, sıçrama.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

answer the roll (answer one's name)
yoklamada cevap vermek Fiil
roll a problem in one's head
sorunu kafasında evirip çevirmek Fiil
roll a problem round in one's head
bir sorunu kafasında evirip çevirmek Fiil
roll a problem round in one's mind
bir sorunu kafasında evirip çevirmek Fiil
roll up one's sleeves
kollarını sıvamak.
(cloth) roll
top
(paper) roll
tomar
(ship) to roll
yalpa vurmak Fiil
angle of roll
yuvarlanma açısı: uçağın kanat düzlemi ile yatay düzlem arasındaki açı.
assessment roll
son bilinen mal sahibinin adı ve adresi de genelde yazılır
assessment roll
sahibinin adı ve adresini
assessment roll
söz konusu gayrimenkul olduğunda
assessment roll
eşyanın tarifini ve biçilmiş değerini içeren resmi listeyi ifade eder
assessment roll
her bir mülk parselinin kanuni tarifi ile takdir edilmiş değerini içeren resmi listeyi ifade eder
assessment roll
vergi listesi
assessment roll
menkul eşya ise
assessment roll
söz konusu
bank roll
banknot tomarı
barrel roll
dönerek uçuş: uçağın eksenine paralel bir eksen etrafında tam bir dönüşü.
be admitted to the roll
(Br) avukatlık yapmaya izin verilmek Fiil
be struck off the roll
(Br) avukatlık listesinden silinmek Fiil
bialystok roll
soğanlı simit. İsim
call the roll
yoklama yapmak Fiil
call the roll
ad okuyarak yoklama yapmak Fiil
calling of a roll
yoklama
coffee roll
kahvaltı ekmeği, küçük tatlı somun.
death roll
ölü listesi
death roll
savaşta kayıpların listesi
death roll
ölenler listesi
death roll
kazada ölenlerin listesi
egg roll
yumurtalı Çin mantısı: içine domuz kıyması, bambu filizi, soğan vb. doldurulup yağda kızartılan yumurtalı hamur.
elector roll
seçmen kütüğü
electoral roll
seçmen listesi
entry on the roll
mahkeme huzurunda tarafların beyanı
french roll
beyaz ekmek Fiil
honor roll
(okullarda) iftihar listesi. İsim
honor roll
kitabe: savaşta ölenlerin adları yazılı levha. İsim
imparlance roll
davalıya
jelly roll
pelteli pasta.
jobless roll
işsizler cetveli
leaf roll
yaprak kıvrılması: patates bitkisi hastalığı İsim
member's roll
üye listesi
membership roll
üye listesi
muster roll
yoklama defteri
muster roll
tayfa defteri
muster roll
mürettebat listesi
muster roll
ordu defteri
nominal roll
(askerlik) yoklama listesi
nominal roll
isim listesi
parliament roll
parlamento protokolü
patent roll
(Br) patent sicili
patent roll
patent sicili
pay roll
maaş bordrosu. İsim
pay roll
ödenen maaşların tutarı. İsim
pay roll
ödenen maaş/ücret. İsim
pay roll
kadro mevcudu, bir kurumdan maaş alanların toplam sayısı. İsim
pay roll
kadroda bulunmak, kadroya dahil olmak.
philadelphia bank roll
bir dolarlık bir deste para üzerine sarılmış bir adet on ya da yirmi dolarlık para
piano roll
piyano çalma kâğıdı: deliklerinden geçen hava ile piyano tuşları harekete getirilen kâğıt tomarı.
process roll
dava sicili
public assistance roll
(US) sosyal yardım alanlar listesi
public assistance roll
sosyal yardım alanlar listesi
rent roll
kira gelir cetveli
rent roll
bir emlakten alınan kiraların kaydedildiği defter
rent roll
kira cetveli
rock'n'roll
sallan-yuvarlan: hareketli bir dans müziği.
rock'n'roll
sallan-yuvarlan müziğini çalmak, bu müzikle dans etmek.
sample roll
örnek listesi
sample roll
örnek liste
snap roll
yatay yuvarlanma: uçağın uçuş ekseni etrafında 360° dönmesi. İsim
strike someone off the roll
birini diskalifiye etmek Fiil
strike someone off the roll
(Br) üyeler listesinden silmek
strike someone off the roll
(Br) birini avukatlıktan çıkarmak Fiil
strike someone off the roll
(avukat) barodan çıkarmak Fiil
swiss roll
dürüm biçiminde pasta
tally roll
bir toplama makinesince
tally roll
sonunda da genel toplamın yazıldığı rulo kâğıt
tally roll
üzerinde her bir işlemin kaydedildiği
tax roll
verginin ödendiğini ispat eden kayıtlar
tax roll
(US) vergi kayıtları İsim
tax roll
vergi mükellefi listesi
tax roll
vergi kayıtları İsim
toilet roll
tuvalet kâğıdı rulosu İsim
total rent roll
toplam kira geliri
valuation roll
(İskoçya) kadastro
voter- registration roll
seçmen listesi
voter-registration roll
seçmen listesi
warp roll
(dokumacılıkta) çözgü yumağı. İsim
weather roll
yalpalanma
welfare roll
sosyal yardım listesi
roll a bandage
sargı sarmak Fiil
roll a big deal
büyük iş çevirmek Fiil
roll a log for sb
birine yardım etmek Fiil
roll a road surface
bir yolu düzlemek Fiil
roll around/round
devrini tamamlamak, (devrini tamamlayıp) tekrar gelmek/olmak.
When the spring roll around: (tekrar) bahar olunca.
roll away ironer
otomatik ütü
roll back
fiyatları (hükümetin emriyle eski düzeyine) indirmek.
roll back the pay cuts
maaş kesintilerini geçmişe uygulamak Fiil
roll back the pay cuts
maaş kesintilerini geri vermek Fiil
roll bar
koruyucu çubuk: otomobil devrilince yolcuları korumak için tavanına yerleştirilen sağlam madenî çubuk. İsim
roll call
yoklama. İsim
roll call
yoklama İsim, Eğitim
roll film
makaraya sarılı film. İsim
roll in
(a) bol bol harcamak, dökmek, akmak.
He is rolling in money/wealth: Su gibi para harcıyor, servet
içinde yüzüyor.
Money was rolling in: Para su gibi akıyor. (b) (gidip) yatmak, uyumaya gitmek, yatağa girmek, (c) akın etmek, topluca/hep birden gelmek, dolmak, toplanmak, üşüşmek.
roll in money
para içinde yüzmek Fiil
roll in the aisles
seyircileri kahkaha ile güldürme
roll in the aisles
bir tiyatroda vb kahkaha ile gülme
roll molding
yuvarlak tiriz/pervaz. İsim
roll neck (ed
balıkçı yakalı
roll of film
rulo film
roll of paper
rulo
roll of printing paper
baskı kâğıdı tomarı
roll of solicitors
avukatlar listesi
roll off the line
üretim bandından çıkmak Fiil
roll off the presses
baskı makinalarını çalıştırmak Fiil
roll off the presses
baskı makinelerini çalıştırmak Fiil
roll on roll off
(şilep ya da yük gemisi ile ilgili olarak) taşıt araçlarının doğrudan girip çıkabilmelerine elverişli olan
roll on/by
(zaman) geçip gitmek.
Months rolled by.
roll out
(a) (topu/hamuru vb.) açmak, sermek, yaymak.
to roll out dough: hamur açmak. (b)
argo (yataktan) kalkmak.
roll out dough
hamur açmak Fiil
roll out the red carpet
büyük nezaket ve hürmetle karşılamak, ayakları altına kırmızı halı sermek.
roll out the welcome mat
ağırlamak.
welcome home (party): ağırlama (ziyafeti).
You're (quite) welcome : Estağfurullah,
birşey değil, rica ederim.
You're welcome to it: Buyurunuz.
You're welcome to try it: İsterseniz deneyin.
You're welcome to pick the flowers: İsterseniz çiçek koparabilirsiniz.
roll over
çevir(il)mek, yuvarla(n)mak.
roll over and over: teker meker yuvarlanmak.
roll over credit
kısa vadede ödenen uzun vadeli kredi
roll over in your grave
kemikleri sızlamak Fiil
roll over in your grave
mezarında ters dönmek Fiil
roll over mortgage
kısa vadeli bir ipotek
roll over relief
şirket
roll over relief
sabit aktiflerin satışından elde ettiği sermaye kazancı vergi indirimine tabi tutulabilir
roll over relief
sabit aktiflerini satarken onların yerine yenilerini satın alıyorsa
roll post
geçip gitmek Fiil
roll slitter
rulo dilme makinesi İsim, Makine
roll slitting
rulo dilme İsim, Makine
roll slitting line
rulo dilme hattı İsim, Makine
roll something in
bulamak Fiil
roll something up
dürmek Fiil
roll the price increases back
fiyat artışlarını geçmişe uygulamak Fiil
roll top
kepenk İsim, İnşaat
roll top
stor
roll top desk
amerikan tarzı yazıhane
roll up
(a) toplamak, biriktirmek, (b) tomar yapmak, sarmak.
roll oneself up in a blanket: battaniyeye
sarınmak. (c) (araba, otomobil vb.) gelmek, sökün etmek.
The guests were beginning to roll up: Misafirler sökün etmeğe başladı.
roll up (
kollarını sıvamak, işe girişmek.
roll up like a hedgehog
anlaşmak Fiil
roll up like a hedgehog
mutabık kalmak Fiil
roll up map
rulo harita
roll up opposition
muhalefet yaratmak Fiil
roll up the front
cepheyi yandan toplamak Fiil
roll up the sales
ciroyu artırmak Fiil
roll up votes
oy sayısını artırmak Fiil
roll up with laughter
gülmekten kırılmak Fiil
roll with the punches
zor bir duruma uyum sağlamak Fiil
roll with the punches
zorluklara göğüs germek Fiil
roll with the punches
sorunlarla başa çıkmak Fiil
roll with the punches
zorlukların üstesinden gelmek Fiil
roll with the punches
geri çekilerek yumruğun etkisini azaltmak Fiil, Boks
(desk) roll top
stor
morning roll call
sabah yoklaması İsim, Askerlik
rock and roll rock'n roll
sallan yuvarlan müziği ve dansı
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.