davarı/sığırı bir araya toplama. İsim
sığırtmaç, sürüyü toplayan/güden kimse. İsim
toplanma, toplantı, toparla(n)ma, dağınık şeyleri/kişileri bir araya getirme.
a roundup of criminals/of
suspected persons. a roundup of old friends.
İsim
özet, hulâsa, icmal.
a roundup of late news. İsim
bir baskın düzenlemek Fiil
(a) (sığır/koyun vb. sürüsünü) toparlamak, bir araya toplamak.
We sent the dogs to round up the sheep.
(b) toplamak, bir araya getirmek.
They had rounded people at gun point. (c)
den. palanga makaralarını birbirine yaklaştırmak.
suçluları toparlama