düzen, örgüt, tertibat.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kolayca kazanılacak şekilde düzenlenmiş müsabaka.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        içkiye katılan nesne (buz, soda, vb.).
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iş düzeni, işin yapılması için gereken alet, edevat, makine, tesisat ve bunların yerleşimi.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        lokantada sofra takımı.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fiziksel yapı, duruş.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        müşterice kurulan
                        
Bilgi Teknolojileri                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir ülkenin ekonomik yapısı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gizli haberalma teşkilatı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gizli haber alma teşkilatı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işletme organizasyon şeması
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Sayfa Düzeni
                        
Bilgi Teknolojileri                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yazıcı ayarları
                        
İsim, Bilgi Teknolojileri                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) dikmek, düşey durumda tespit etmek. 
 to set up a gravestone. Roadblocks were set up by the police  to catch the escaped prisoner. (b) canlandırmak, diriltmek, (tedavi edip) ayağa kaldırmak. 
 This medicine set me up: Bu ilâç beni diriltti/iyileştirdi. (c) mevkiini yükseltmek, (d) kurmak, yapmak, tesis/inşa/bina etmek, işler hale getirmek. 
 to set up a school: okul yapmak. 
 All this electrical wiring will take a day to set up. (e) törenle işe başlatmak, (f) ticarete/işe başlamasına yardım etmek, desteklemek. (g) 
 set up a government: hükümet kurmak. (h) 
 set someone up: birine tuzak kurmak.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir örgütün genel düzenlemesi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hazırlamak
                        
Fiil, Bilgi Teknolojileri