1. İsim müsamere
  2. Fiil göstermek, göz önüne koymak/sermek.
    He has nothing to show for all his work: Bütün çalışmasına rağmen ortada bir şey yok.
  3. Fiil belirtmek, işaret etmek, kaydetmek.
    The thermometer showed 8 below zero.
  4. Fiil (satışa vb.) çıkarmak, arzetmek.
    to show a house: bir evi satışa çıkarmak.
  5. Fiil izhar etmek.
  6. Fiil delil/sebep göstermek/ibraz etmek, ispat/teyit etmek.
  7. Fiil teşhir etmek, seyrettirmek.
  8. Fiil ihsan etmek, lûtfetmek.
  9. Fiil meydana koymak/çıkarmak, açığa vurmak, itiraf etmek.
    on your own showing: kendiniz itiraf ettiğiniz gibi.
  10. Fiil yol göstermek, içeriye götürmek.
    show in: bir misafiri içeri almak, yol göstermek, buyur etmek.

    show someone to his room: birini odasına götürmek.
    show him in: içeri alın, içeri buyursun.
  11. Fiil anlatmak, açıklamak, aydınlatmak, yorumlamak.
    The President showed his intent in regard to foreign affairs.
  12. Fiil ispat etmek, kanıtlamak.
  13. Fiil söylemek.
  14. Fiil öğretmek.
  15. Fiil görülmek, görünmek, gözükmek.
  16. Fiil gösteriş yapmak, kendini göstermek.
  17. Fiil belirmek.
  18. Fiil yarışmaya katılmak.
  19. Fiil yarışta üçüncü gelmek.
  20. İsim gösteriş, teşhir.
    a true show of freedom.
    nothing but mere show: sırf gösteriş(ten ibaret).

    for show : gösteriş olsun diye.
  21. İsim görünüş, izlenim, intiba.
    to make a sorry show: üzgün görünmek.
    He claims, with some show of
    reason … : oldukça haklı olarak iddia ettiğine göre …
  22. İsim aldatıcı/zahirî görünüş.
  23. İsim alâmet, delil, iz.
  24. İsim temaşa.
  25. İsim temsil, gösterim, oynatma.
    press/trade show: basına/alıcılara gösterme.
  26. İsim sinema, tiyatro.
  27. İsim sergi.
    show room: sergi salonu.
  28. İsim gösteri, nümayiş.
  29. İsim taklit.
  30. İsim saltanat, debdebe, azamet.
  31. İsim yarışta üçüncülük.
  32. İsim belirti.
  33. İsim fırsat, şans.
    give someone a fair show
    k.d. birine kendini gösterme fırsatını vermek.
serveti ile övünmek Fiil
renk vermemek Fiil
işine ilgi göstermek Fiil
kartlarını açmak Fiil
gözükmek, ortaya/meydana çıkmak, kendini/yüzünü göstermek, arzı endam etmek.
bayrağını göstermek Fiil
(gerçek niyetini/maksadını) açıklamak/açığa vurmak/ifşa etmek.
kozunu meydana koymak, (iskambil) elini açmak.
bilgiçlik etmek Fiil
kendini göstermek Fiil
gücünü göstermek Fiil
planlarını açıklamak Fiil
mülkiyet hakkını ispat etmek Fiil
tehdit etmek, diş bilemek.
belgelerini göstermek Fiil
biletini göstermek Fiil
kapıda biletini göstermek Fiil
gerçek yüzünü göstermek Fiil
gösteri
bir kişinin oynadığı ya da önemli olduğu sahne oyunu veya sirk
tarım sergisi
tarım fuarı
tarımsal ürünlerin katıldığı sergi
tarım sergisi
hava gösterisi
resim sergisi
otomobil sergisi
otomobil fuarı
otomobil sergisi
sergilenmiş olmak Fiil
küçük hayvanlar gösterisi
hayvan panayırı
hayvan fuarı
radyo ya da televizyonda ünlülerle sohbet programı
sirk gösterisi
ortak gösteri
uygulamalı (dekoratif) sanatlar sergisi
köpek gösterisi
eğlence gösterisi
moda gösterisi
defile
(gece kulüplerinde) eğlence programı, varyete, atraksiyon. İsim
çiçek sergisi
gösteriş olsun diye
gölge oyunu: 19'uncu yy.'da İngilterede yayılan Karagöz oyununa benzer bir oyun. İsim
seyircilerin katıldığı televizyon yayını
yedek liste yolcusu
gala müsameresi
görkemli gösteri
sürekli şov
at gösterisi: yarış, manialı yarış vb. İsim
buz gösterisi, buz oyunları, buz revüsü, buz üzerinde kayarak yapılan müzikli eğlence. İsim
rezervasyonu bulunan
ama belirtilen zamandan sonra kayıt işleri bölümüne gelen yolcu ya da müşteri
bacak gösterisi
bacak gösterisi
ışıklı oyun: amplifikatörle kuvvetlendirilmiş müzik eşliğinde değişen/yanıp sönen renkli ışıklarla sergilenen eğlence. İsim
tıp gösterisi: hazır ilâçları veye kocakarı ilâçlarını halka tanıtıp satmak için yapılan eğlentili toplantı.
mal fuarı
sırf gösteriş
(yüzlerini siyaha boyayan oyuncuların oynadığı) orta oyunu, komedi.
otomobil sergisi
(Br) otomobil sergisi
haber yayınlama
tek kişinin oynadığı oyun
göstermelik
televizyon açık oturumu
halkın katıldığı televizyon programı
büyüteçle küçük bir delikten seyredilen resimler. İsim
para atılarak seyredilen açık saçık film. İsim
film gösterisi
basın üyelerine yapılan gösteri
basın mensuplarına yapılan gösteri
İngiliz kuklası: Karısı Judy ile daima kavga eden cüce, kambur, eğri burunlu bir adam (Punch)ın maceralarını
sergileyen Karagöze benzer kukla oyunu.
İsim
kukla oyunu/gösterisi.
yaptığında başarılı olmak Fiil
(radyo/TV) bilgi yarışması.
sandık içinde mercekli bir delikten seyredilen resimler. İsim
sokak temsili/gösterisi /sergisi. İsim
bölgesel yarışma
gezici tiyatronun verdiği temsil. İsim
günde yalnız 2 defa oynatılan, koltukları numaralı sinema filmi İsim
hayal oyunu, Karagöz vb. gibi perde üzerine gölge düşürülerek oynanan oyun.
(a) (sirk vb.) yan gösteri, (b) yan sorun, yan olay, ikinci derecede önemli konu/sorun/olay.
özel gösteri
defile
moda gösterisi
sohbetli gösterim, seyircilerle konuşma yapılan radyo/TV izlencesi. İsim
baldır bacak gösterisi
alıcılara oynatma.
gezici fuar
(US) zengin ve potansiyel müşteriler için düzenlenen moda defilesi
variety ile ayni anlama gelir. taşlamalı güldürü, varyete.
zimmet bakiyesi göstermek Fiil
açık vermek Fiil
film göstermek Fiil
iyi bir kâr göstermek Fiil
kâr göstermek Fiil
kâr göstermek Fiil
faaliyet göstermek Fiil
değer artışı göstermek Fiil
gezdirmek Fiil
mostralık mal
huysuzluk etmek Fiil
büyük duvar afişi.
tiyatroculuk.
ilan tahtası İsim
örnek öğrenci
görünç işleyimi: tiyatro, sinema, radyo ve televizyonu kapsayan eğlendirme mesleği. İsim
görünç ilânı. İsim
haklı (hukukî) sebep göstermek.
affetmek Fiil
acımak Fiil
hoşgörmek Fiil
merhamet göstermek Fiil
kârda büyük azalmalar göstermek Fiil
önoynatım eşlemi. İsim
kir tutmak Fiil
dudak bükmek Fiil
birisine güvenmemek Fiil
karşıt görüşlerin çatışması
göstermelik seçim İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
rağbet göstermek Fiil
dövüşe/mücadeleye hazır olmak, mücadeleden kaçınmamak/yılmamak, pes dememek.
örnek daire
açıklamak, izah/beyan/tasrih etmek.
büyüklük göstermek Fiil
gösteri kızı, eğlence yerlerinde güzel giysilerle gösteri yapan kız/kadın. İsim
kahramanlık etmek Fiil
örnek ev
gelişme kaydetmek Fiil
birini içeriye almak Fiil
inisiyatifli (teşebbüs sahibi) olduğunu göstermek Fiil
inisiyatifi olduğunu göstermek Fiil
şefkat göstermek Fiil
sadakat göstermek Fiil
diretmek Fiil
gövde gösterisi
gösteriş yapmak, caka/fiyaka satmak.
(a) gösteriş yapmak, çalım satmak, fiyaka yapmak, (b) yeteneklerini göstermeye çalışmak.
gözükmek Fiil
(a) birini kapıya kadar uğurlamak, (b) kapı dışarı etmek.
sabretmek Fiil
sergi yeri
siyasal bakımdan ihtiyatlı davranmak Fiil
önoynatım eşlemi. İsim
delil göstermek Fiil
reklam amacı
sebep göstermek Fiil
(US) zarar göstermek Fiil
sebat etmek Fiil
sonuç vermek Fiil
sergileme odası İsim
kabalık etmek Fiil
hüner göstermek Fiil
birini gezdirmek Fiil
oyun-kesen: büyük heyecan uyandırıp alkışlanarak oyunu kesintiye uğratan söz/jest vb. İsim
bayrak çekmek Fiil
… arkasından/arasından görünmek, sırıtmak.
örnek kent
göstermelik yargılama
(a) açıklamak, açığa/meydana vurmak, ifşa/teşhir etmek, foyasını meydana çıkarmak.
be shown up:
foyası meydana çıkmak, teşhir edilmek. (b) gözükmek, belirmek, ortaya/meydana çıkmak, zuhur etmek, (c)
k.d. beklenilen yere gelmek, ispatı vücut etmek, (d)
k.d. (başkasından) üstün gelmek, onu gölgede bırakmak, (e) (sınavda) kopya vermek.
iyi niyetini ispatlamak Fiil
vitrin, camekân.
film çevirmek (argo) Fiil