(saat) beş dakika geri kalmış olmak
Fiil
(işi) yavaşlatmak, ağırdan almak.
(Br) işçilerin çalışmayı yavaşlatması
işe dikkatle girişmek
Fiil
bir gösteriyi uyutucu bulmak
Fiil
uzun bir zaman sonra defter fiyatına yakın bir değerle paraya çevrilebilen sabit kıymet
kolayca paraya çevrilmeyen varlıklar
İsim
hemen nakde dönüştürülemeyen aktifler
İsim
hareketsiz varlıklar
İsim
hesap işlemlerini çabuk yapmayan
gittikçe artan öfke.
do a slow burn: gittkçe öfkesi artmak.
ağır yürüyen/çalışan kimse, mankafa, kalınkafa.
İsim
yürüyüşünü yavaşlatmak
Fiil
doların dışarıya akışını yavaşlatmak
Fiil
dışarı dolar akımını yavaşlatmak
Fiil
sınai gelişimi ağırlaştırmak
Fiil
sanayi inin gelişmesini yavaşlatmak
Fiil
sanayinin gelişmesini yavaşlatmak
Fiil
enflasyonun hızını kesmek
Fiil
yatırımları yavaşlatmak
Fiil
konjonktürü yavaşlatmak
Fiil
işin gidişini yavaşlatmak
Fiil
fiyatların yükseliş hızını kesmek
Fiil
fiyatların yükselme hızını yavaşlatmak
Fiil
yavaşla(t)mak, gecik(tir)mek, (hız) azal(t)mak, yavaştan almak, acele etmemek.
He slowed the car down. Economic growth has slowed down dramatically. He needs to slow down a little or he'll get an ulcer.
To slow up (to a stop): Çabucak hızını kesip durdurmak.
(tüfekle) yavaş ateş.
İsim
ağır sürümü olan mallar
İsim
posta treniyle gönderilen eşya
posta treni ile sevk edilen mallar
İsim
(sinema filmi ve televizyonda) ağır çekim
(film) yavaşlatarak oynatma
sürümü olmayan mallar
İsim
ağır ateşle pişiren fırın, az sıcak fırın.
İsim
bir şeyde becerikli olmak (marifetli , beceriksiz , eli çabuk , eli ağır vs olmak
Fiil
ağır harekete geçmek
Fiil
zamanında ödeme âdeti olmamak
Fiil
ödemeleri gecikmeli yapmak
Fiil
ödemeleri gecikmeyle yapmak
Fiil
kafası çabuk işlememek
Fiil
bir işe ağır başlamak
Fiil
ağır adımlarla yürümek
Fiil
(Br) yük vagonu ile göndermek
Fiil