1. Fiil tohum ekmek/saçmak/serpmek.
    to sow a crop: ekin ekmek.
    to sow land with wheat: Tarlaya
    buğday ekmek.
    We reap as we sow = We reap what we have sown: Ne ekersen onu biçersin.
  2. Fiil yaymak, saçmak, neşretmek.
    to sow distrust: güvensizlik yaratmak/yaymak.
    to sow one's wild
    oats: gençlikte çılgınlıklar yapmak, başında kavak yelleri esmek.
  3. İsim dişi domuz.
  4. İsim (a) erimiş maden oluğu, (b) döküm oluğunda katılaşmış maden.
gençlikte çılgınlıklar yapmak Fiil
gençlikte çılgınlıklar yapmak.
gençlikte çılgınca eğlenmek, fazla serbest/sefih bir hayat yaşamak, kurtlarını dökmek
tespih böceği İsim, Böcek Bilimi
orman biti İsim
nifak sokmak Fiil
çakıştırmak Fiil
tohum ekmek Fiil
eşek marulu
(Sonchus oleraceus) İsim
eşek marulu
(Sonchus oleraceus).
bir kimse/bir şey hakkında yanılmak/hataya düşmek.
Kötülükten iyilik gelmez.