[capacity]

English Turkish Phrases

(scale) capacity
çeker
absorbtive capacity
emme kapasitesi
absorbtive capacity
sindirme kapasitesi
act in fiduciary capacity
yed-i adil sıfatıyla hareket etmek Verb
annual capacity
yıllık kapasite
assembly capacity
montaj kapasitesi
average capacity
ortalama sermaye
average capacity
ortalama kapasite
banking capacity
banka hacmi
banking capacity
banka kapasitesi
bearing capacity
taşıma kapasitesi, taşıma gücü Noun, Construction
borrowing capacity
ödünç alma kapasitesi
brain capacity
zihin kapasitesi
bunker capacity
geminin alabileceği yakıt hacmi
business capacity
iş hacimi
business capacity
iş kapasitesi
buying capacity
satın alabilme gücü
capacity
sığım, sığdırım, istiap haddi, sığdırabilme gücü, alış kabiliyeti.
full to capacity: dopdolu,
tamamen/ağzına kadar dolu.
seating capacity: oturacak yer sayısı.
This hotel has a large capacity: Bu otel çok müşteri alabilir.
capacity
oylum, hacim.
The gas tank has a capacity of 60 lt.
capacity
yetenek, kabiliyet, anıklık, istidat, iktidar.
the capacity to learn English.
bearing/carriage
capacity: yüklenme/taşıma kabiliyeti.
capacity
kudret, verim.
He has no capacity for hard work. The capacity of the oil well was 150 barrels a day.
capacity
sıfat, görev, mevki, pozisyon.
capacity
(yasal) yeterlik/ehliyet.
capacity
(a) sığa, kapasite, (b) (öz)güç: elde edilebilecek maksimum güç.
idle capacity: işlemeyen üretim gücü. Electronics
capacity
dopdolu, lebalep, tıklım tıklım.
a capacity audience: tıklım tıklım dolu dinleyiciler.
capacity
kapasite Noun, Economics
capacity
ehliyet Noun, Law
capacity building
kapasite gelişimi Noun
capacity building
kapasite geliştirme Noun
capacity costs
sabit kıymet maliyetleri Noun
capacity costs
tam kapasite çalışma giderleri Noun
capacity crowd
tiyatroda bütün yerlerin satılmış olması
capacity cutbacks
kapasiteyi indirme
capacity decrease
kapasite indirimi
capacity expansion
kapasite arttırımı Noun
capacity house
(tiyatro) kapalı gişe
capacity loss
kapasite kaybı
capacity of storage
depolama kapasitesi
capacity output
kapasite verimi
capacity problem
kapasite sorunu
capacity ratio
fiilen üretim miktarının üretim kapasitesine oranı
capacity requirements
kapasite ihtiyacı
capacity test
kapasite testi
capacity to acquire rights
hak ehliyeti Law
capacity to act
harekette bulunma yetkisi
capacity to borrow
kredi alabilme gücü
capacity to contract
sözleşme yapabilme ehliyeti
capacity to inherit
tevarüs etme ehliyeti
capacity to pay
ödeyebilme gücü
capacity to take delivery
teslim alma yetkisi
capacity utilisation
kapasite kullanımı
capacity variance
kapasite farkı
capacity variance
eksik (veya fazla) kapasite kullanımı nedeniyle ürüne yüklenemeyen (veya fazla yüklenen) sabit maliyet
cargo capacity
yük kapasitesi
carrying capacity
istiap, (içine) alma.
carrying capacity
taşıma kapasitesi Noun, Tourism
clearance capacity
boşaltma kapasitesi
clearance capacity
nakliyat kapasitesi
climbing capacity
tırmanma yeteneği Noun, Transport
competitive capacity
rekabet kapasitesi
contractual capacity
sözleşme yapma ehliyeti
conveyer capacity
ulama gücü
conveyer capacity
taşıma gücü
conveying capacity
taşıma gücü
conveying capacity
taşıma kapasitesi
conveyor capacity
taşıma gücü
conveyor capacity
ulama gücü
credit capacity
kredi kapasitesi
criminal capacity
cezai ehliyet
cubic capacity
kübik kapasite
daily capacity
günlük kapasite
deadweight capacity
geminin yük, yolcu ve yakıt vb. alma kapasitesi, yüklü ve boş iken taşırdığı su hacimleri farkı.
dead-weight capacity
dedveyt kapasitesi
disk capacity
disk kapasitesi (bilgisayarın manyetik diski üzerinde saklanabilecek veri miktarı
disposing capacity
sözleşme yapma ehliyeti olma
disposing capacity
ölüme bağlı tasarrufta bulunma ehliyeti
disposing capacity
tasarruf ehliyeti
domestic capacity
yerli kapasite
earning capacity
para kazanma kapasitesi
earning capacity
verimlilik
engine capacity
motor silindir hacmi
engine capacity
makine takatı
engine capacity
motor hacmi Noun, Transport
engine capacity
makine gücü
entrepreneurial capacity
girişimci kapasitesi
excess capacity
atıl kapasite
excess capacity
kapasite fazlası Noun, Management
excess capacity
aşırı kapasite Noun, Competition Law
executive capacity
yöneticilik yeteneği
export capacity
ihracat kapasitesi
exporting capacity
ihracat kapasitesi
fiduciary capacity
bir mülkü idare etme ehliyeti
fiduciary capacity
yedieminlik
fiduciary capacity
kayyumluk
fighting capacity
savaşma kapasitesi
fill to capacity
fullemek Verb
financial capacity
mali kapasite
firing capacity
atış kabiliyeti
fleet capacity
deniz ticaret kapasitesi
freight capacity
yük alma kapasitesi
functional capacity
çalışma kapasitesi
global capacity
toplu kapasite
heat capacity
ısı gücü
heat capacity
ısı kapasitesi Noun
holding capacity
istiap haddi
hotel capacity
bir oteldeki kiralık oda sayısı
hotel capacity
otel deki kiralık oda sayısı
hotel capacity
otel kapasitesi
ideal capacity
ideal kapasite
idle capacity
(US) atıl kapasite
idle capacity
(US) âtıl kapasite
idle capacity
atıl kapasite Noun, Competition Law
in an advisory capacity
müşavir sıfatıyla
in the capacity as
sıfatı ile
industrial capacity
sanayii kapasitesi
industrial capacity
sanayi kapasitesi
installed capacity
donanım gücü
installed power capacity
kurulu güç Noun, Electricity
learning capacity
öğrenme yeteneği
legal capacity
kanuni ehliyet
legal capacity
hukuki ehliyet
legal capacity
fiil ehliyeti Noun, Law
limit of the capacity
kapasite haddi
limited capacity
sınırlı kapasite
limited capacity
sınırlı ehliyet
literary capacity
edebi yetenek
load capacity
yük taşıma gücü
loading capacity
yükleme kapasitesi
manufacturing capacity
üretim kapasitesi
marital capacity
evlenme ehliyeti
market capacity
pazarın istiap haddi
maximum capacity
azami kapasite
maximum capacity
(üretim) azami kapasite
mean capacity
ortalama kapasite
measure of capacity
istiap ölçüsü
medium capacity
vasat kabiliyet
memory capacity
bellek sığası.
mental capacity
zihin yeteneği
mental capacity
temyiz kudreti
mental capacity
zihin kapasitesi
normal capacity
normal kapasite
normal capacity
normal takat
official capacity
resmi yetki
operate at peak capacity
azami kapasite de çalışmak Verb
optimum capacity
en yüksek uygun kapasite (birim başına en düşük maliyetle sağlanan verim miktarı
ordinary capacity
normal kapasite
output capacity
(makine) kapasitesi
passenger capacity
yolcu kapasitesi
peak capacity
azami kapasite
physical capacity
fiziki kapasite
plant capacity
fabrika kapasitesi
port capacity
liman kapasitesi
producing capacity
üretim kapasitesi
production capacity
üretim kapasitesi
productive capacity
üretim kapasitesi
professional capacity
mesleki ehliyet
profit-earning capacity
rantabilite
profit-earning capacity
kârlılık Noun
purchasing capacity
satın alma gücü
reduction of capacity
kapasitenin düşürülmesi Noun
refinery capacity
rafineri kapasitesi
representative capacity
temsilci sıfatı
reserve capacity
yedek kapasite
sales capacity
satış kapasitesi
saving capacity
tasarruf kapasitesi
seating capacity
oturacak yer kapasitesi
seating capacity
oturacak yer sayısı
seating capacity
oturmak acak yer sayısı
selling capacity
satış kapasitesi
shipbuilding capacity
gemi inşaatı kapasitesi
spare capacity
yedek kapasite
spare capacity
(Br) yedek kapasite
spending capacity
harcama kapasitesi
standard capacity
normal kapasite
storage capacity
depolama kapasitesi
supply capacity
tedarik kapasitesi
surplus capacity
kapasite fazlası
surplus capacity
artık kapasite
taxable capacity
vergi gücü
taxable capacity
vergilendirme kapasitesi
taxing capacity
vergi kapasitesi
telephone switchboard capacity
telefon santralı kapasitesi
testamentary capacity
vasiyette bulunma ehliyeti
testamentary capacity
vasiyetname yapma ehliyeti
testamentary capacity
vasiyet yapabilme gücü Noun, Law
total capacity
topyekûn kapasite
total capacity
toplam kapasite
train capacity
trenin yolcu taşıma kapasitesi
train capacity
tren istiap haddi
transport capacity
yolcu taşıma kapasitesi
trustee capacity
yedieminlik
trustee capacity
kayyumluk
unlimited capacity
sınırsız yetki
unused capacity
kullanılmayan kapasite
vital capacity
dirimsel sığa: ciğerlerin bir solukta alabileceği hava hacmi. Noun
warehouse capacity
ambar kapasitesi
working capacity
iş kapasitesi
working capacity
çalışma kapasitesi
yield capacity
getiri kapasitesi
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Capacity
C
Turkish-English phrases from Zargan's own database