her şey de mükemmel olmak
Verb
her şeyde mükemmel olmak
Verb
rahat huzur içinde yaşamak
Verb
bitmiş gelecek: gelecekte belirli bir zamandan önce tamamlanacak olan bir işi/durumu bildiren fiil.:
will/shall have+
past participle şeklinde yapılır.
By next week, he will have gone: Gelecek haftaya kadar gitmiş olacak.
Noun
bitmiş gelecek zamanlı fiil/tümce.
Noun
bir şeyi çok iyi bilmek
Verb
derslerini çok iyi öğrenmiş olmak
Verb
işlerini tam bir düzen içinde bırakmak
Verb
rolünü çok iyi oynamak
Verb
tam uyum halinde yaşamak
Verb
belirli geçmiş zaman: geçmişte başka bir olaydan önce olup bitmiş işi bildiren eylem kipi.
had + past participle şeklinde yapılır.
“I had left home before he arrived: O gelmeden önce evden ayrıldım.” tümcesindeki
“I had left” bu kiptedir.
tamamlamak, ikmal etmek, bitirmek.
Transitive Verb
geliştirmek, tekâmül ettirmek, mükemmelleştirmek, mükemmel/kusursuz hale getirmek, ıslâh etmek.
We will perfect our plan as it is tried out.
Transitive Verb
uzmanlaştırmak, ustalaştırmak, tam bir uzman/usta yapmak.
to perfect oneself in art.
Transitive Verb
mükemmel.
His English is perfect: İngilizcesi mükemmeldir/mükemmel İngilizce konuşur.
doğru, hatasız.
a perfect answer.
tam, uygun.
It was the perfect moment to speak to him about it: Konuyu ona açmanın tam zamanıydı.
kusursuz.
No one is perfect: Kul kusursuz olmaz.
tam, noksansız, tıpkı, aslının aynı.
a perfect copy/replica.
tüm, büsbütün, tamamıyla, son derece, baştanbaşa, katıksız.
I am a perfect stranger here: Burada
tamamıyla yabancıyım.
He made a perfect nuisance of himself.
saf, arı, katışıksız.
perfect yellow.
her yönüyle, her bakımdan.
(a) olgun, (b) aynı çiçekte hem eril hem dişil organı olan, tam.
a perfect flower.
Botany
(a) geçmiş zamanda olup bitmiş, (b) geçmiş zamanlı fiil, (c) geçmiş zaman kipi.
Grammar
eşperdeli veya dört/ beş/on üç aralıklı.
Music
müthiş, dehşetli, pek büyük, muazzam, aşırı, pek çok, son derece.
a perfect horror of spiders.
buluşa güncellik kazandırmak
Verb
buluşu mükemmelleştirmek
Verb
bir buluşu mükemmelleştirmek
Verb
alıcı ve satıcıların piyasa bilgilerinin tam olduğu
serbest ticaretin kısıtlamasız olarak yapıldığı açık piyasa durumu
tam rekabet
Noun, Competition Law
her şeyde mükemmel olmak
Verb
görevlerinin yerine getirilmesinde mükemmelik
bir kararı tamamlamak
Verb
görgü kurallarına tamamıyla uyma
tam tekel (bir malın üretimi ve pazarlamasını kesinlikle kontrolünde bulunduran bir kişi ya da örgüt
yetkin sayı, kendisi dışında tüm çarpanlarının toplamına eşit olan doğal sayı. 6, 28, 496, 8128 gibi. (6=1.2.3=1+2+3).
kanunen icra mevkiine konabilecek yürürlülük
bir şeyde mükemmelliğe erişmek
Verb
tam kare, kare kökü tam sayı olan sayı.
25 is a perfect square because it is the square of 5.
Noun
tam kare
Noun, Mathematics
itiraz kabul etmeyen mülkiyet
tamamlanmış şimdiki zaman:
have fiilinin şimdiki zamanı sonuna fiilin geçmiş zaman ortacı (
past participle) getirilerek yapılır:
ör.: I have finished: (şimdi) bitirdim.
Noun