[serving]

English Turkish Phrases

an unhappy event serving as a deterrent
ibret
be ill- serving
iyilik yapayım derken kötülük yapmak Verb
be serving one's apprenticeship with
birine çıraklık yapmak Verb
begin serving one's time
cezasını çekmeye başlamak Verb
Beverage serving activities (NACE code: I56.3)
İçecek sunum hizmetleri (NACE kodu: 56.3) Noun, Trades-Professions
Beverage serving activities (NACE code: I56.3.0)
İçecek sunum hizmetleri (NACE kodu: 56.30) Noun, Trades-Professions
café (usually serving only cofee , tea or soft drinks
kıraathane
not serving alcoholic beverages
içkisiz
one- serving size
bir porsiyonluk ambalaj
one who enjoys serving things to guest
ikramcı
Protocol for the Suppression of Unlawful Acts of Violence at Airports Serving International Civil Aviation
Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet Veren Havalimanlarında Yasadışı Şiddet Eylemlerinin Önlenmesi Protokolü Proper Name, Law
Protocol for the Suppression of Unlawful Acts of Violence at Airports Serving International Civil Aviation
Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet Veren Hava Alanlarında Kanunsuz Şiddet Eylemlerinin Önlenmesi İle İlgili Protokol Proper Name, Law
serving
hizmet.
serving
bir defada alınan yemek veya içki, öğün.
serving
yemek dağıtma, servis.
serving
façuna. Maritime Traffic
serving
yemek tevziinde kullanılan.
serving of a sentence
bir ceza hükmünün çekilmesi
serving officer
faal hizmetteki memur
serving plate
servis tabağı Food-Kitchen
serving platter
servis tabağı Food-Kitchen
English-Turkish phrases from Zargan's own database