çıkış

Turkish-English Translation

  1. Noun, Information Technology output
  2. Noun, Software logout
  3. increase
  4. rise
  5. lift
  6. climb
  7. drive
  8. mount
  9. departure
  10. landing
  11. starting
  12. emission
  13. dismissal
  14. discharge
  15. outlet
  16. sally
  17. exhaust
  18. grade
  19. gradient
  20. outgoing
  21. ascent
  22. exit
  23. exodus
  24. outflow
  25. mounting
  26. uplift
  27. run
  28. up-grade
  29. going out
  30. way- out
  31. issue
  32. (nil) sortie
  33. (races) start
  34. mill tail
  35. disbursements
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

giriş-çıkış
access Noun
giriş-çıkış
entry-exit Noun
yurtdışına çıkış yasağı
foreign travel ban Noun, Law
yurtdışına çıkış yasağı
prohibition to leave the country Noun, Law
(sig) anormal çıkış
abnormal exit
başarısız karaya çıkış
balked landing
bozuk çıkış
false start
denize çıkış
outlet to the sea
giriş çıkış
inflow and outflow
giriş çıkış
entrance and exit
giriş çıkış
input-output
giriş ve çıkış
entry and exit
giriş/çıkış
input/output Information Technology
Giriş/Çıkış
I/O Information Technology
iniş çıkış
fluctuation Noun
iniş çıkış
descent and ascent
iniş çıkış
(prices) rise and fall
işte yukarı çıkış
pick up in employment
limandan çıkış
outward passage
meydana çıkış
rise
ortaya çıkış
emergence
sahneden çıkış
exit
sahneye ilk çıkış
debut
serbest giriş çıkış
free issue and entry
serbest giriş çıkış
free ingress and egress
tehlike durumunda çıkış
escape slide
yasadışı sınır giriş/çıkış
illegal border crossing Noun, Law
yola çıkış
departure
çıkış açısı
final switch
çıkış aygıtı
output device Information Technology
çıkış borusu
outlet pipe
çıkış borusu
delivery pipe
çıkış gümrüğü
point of exit
çıkış gümrüğü
customs outwards
çıkış gününde damgalanmış pullu zarf
first day cover
çıkış hareketi
sally
çıkış hareketi yapmak
to sally out (forth) Verb
çıkış hattı
line of departure
çıkış izni
egress
çıkış izni
exit permit
çıkış kapısı
egress
çıkış kapısı
exit
çıkış kapısı
boarding gate Aviation Industry
çıkış kütüğü
output file Information Technology
çıkış limanı
port of departure Noun, International Law
çıkış mahalli
starting place
çıkış mevzii
initial position
çıkış mülakatı
exit interview
çıkış navlunu
transportation-out
çıkış noktası
point of departure Noun
çıkış noktası
origin Noun
çıkış noktası
starting point Noun
çıkış noktası
point of origin Noun
çıkış noktası darbe noktası
point of origin point of impact Noun
çıkış postanesi
issuing post office
çıkış postanesı
issuing post office
çıkış şalteri
final switch
çıkış tepsisi
output tray Information Technology
çıkış vizesi
exit visa
çıkış yapmak
to fly a sortie Verb
çıkış yapmaya hazır
ready to start
çıkış yarası
exit wound
çıkış yeri
place of origin
çıkış yolculuğu
outward journey
çıkış yolu açmak
to canalize Verb
çıkış yolu olmayan durum
dead end job
(askerlik) çıkış kapısı
sally port
(deniz) sefere çıkış emri almış olmak
to be under sailing orders Verb
(elektrik) çıkış kutusu
outlet box
(köpek yarışlarında) çıkış bölmesi
trap
(pist yarışlarında) çıkış takozu
starting block
(plak) çıkış numarası
release number
(taşımacılık) çıkış noktası
initial point Noun
...'den çıkış yolu bulmak
to find a way through ... Verb
altın çıkış noktaları
gold exporting points Noun
ambar çıkış müsaadesi
warehouse keeper's order Noun
bir ırmağın çıkış yerine doğru gitmek
to ascend towards the source of a river Verb
bir maden ocağından dışarı çıkış yolu
escape way
birine bir çıkış yolu bırakmak
to leave someone an out Verb
denizaltı serbest çıkış kulesi
submarine escape training tower Noun, Maritime Traffic
dumanın çıkması için bir çıkış bulmak
to provide an outlet for smoke Verb
gastrik çıkış obstrüksiyonu
gastric-outlet obstruction (GOO) Noun, Medicine
gaz çıkış deliği
gas outlet
geminin gümrük çıkış izni
clearance outwards
gümrük çıkış belgesi
certificate of clearance outward
gümrük çıkış bildirisi
declaration outwards
gümrük çıkış izin belgesi
landing order
gümrük çıkış kâğıdı
certificate of clearing outwards
harekât çıkış noktası
basing point Noun
havaalanında lobiden çıkış kapılarına giden koridor
concourse
her zaman serbest çıkış iznine sahip olmak
to have free exit at all times Verb
hesaplamada kullanılan çıkış noktası
datum print Noun
iniş çıkış göstermeyen piyasa
steady market
iş çıkış saatinde koşuşmanın en yoğun olduğu zaman
rush hour peak
işten çıkış saatleri
crowded hours Noun
işten çıkış saatleri
rush hours Noun
işten çıkış saatleri
peak period Noun
karaya çıkış izni
landing permit
karaya çıkış izni
landing card
karaya çıkış kartı
disembarkation card Noun, Transport
karaya çıkış yeri
landing stage
kasa çıkış defteri
cash disbursement book
kasa çıkış kaydı
cash disbursement record
kuşatan kuvvetlere karşı çıkış yapmak
to sally out against the besiegers Verb
liman çıkış belgesi
port departure certificate Noun, Maritime Traffic
limana giriş veya çıkış izni almak
to clear Verb
limandan çıkış yasağı
prohibition from sailing
memleketten çıkış izni
exit permit
mide çıkış obstrüksiyonu
gastric-outlet obstruction (GOO) Noun, Medicine
müşterinin çıkış noktasıyla tatil bölgesi arasındaki yollar
feeder roads Noun
nakit çıkış günlük defteri
cash disbursements journal
otobana çıkış noktası
exit point Noun
sefer çıkış emir emri almış olmak
to be under sailing orders Verb
şehirden çıkış yolu
outward road
serbest çıkış ve giriş
free issue and entry
sert ve ani çıkış yapmak
to lash out at Verb
tahta çıkış yılı
regent year
vites kutusu çıkış mili
gearbox output shaft Noun, Transport
yurtdışı çıkış yasağı
ne exeat Noun, Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çıkmak işi ... tarzı, huruç
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.