bazı.
I have some important things to tell him: Ona bazı önemli söyleyeceklerim var.
some person may object: Bazı kimseler itiraz edebilir.
some days I stay home: Bazı günler evde kalırım.
Adjective
bir.
to some extent: bir dereceye kadar.
Adjective
bir kaç, bir hayli, epeyce.
We talked for some time: Uzun müddet (epeyce zaman) konuştuk.
He was here some weeks: Birkaç haftadır burada idi.
Adjective
önemli, hatırı sayılır, mühimce, oldukça.
It was some accident: Önemli bir kaza idi.
Adjective
biraz, bir miktar.
Give me some money: Bana biraz para ver.
Adjective
yaklaşık olarak, aşağı yukarı, takriben, … kadar.
Gürün is some 140 km. south of Sivas: Gürün,
Sivasın takriben 140 km güneyindedir.
There were some 40 people: 40 kişi kadar vardı.
k.d. ne biçim.
some friend you are, you won't even lend me $5.: Ne biçim arkadaşsın, bana 5 dolar ödünç vermiyorsun.
Adjective
birine tolerans tanımak
Verb
itibar/hürmet görmek, hatırı sayılmak.
bir konuda endişeleri olmak
Verb
yeni delil ileri sürmek
Verb
yeni delil ileri sürmek
Verb
kuşkuculuğu biraz fazla ileri götürmek
Verb
bazı başkentlerde büyük huzursuzluk yaratmak
Verb
biriyle er geç bir gün hesaplaşmak
Verb
bazı yeni gerçekleri meydana çıkarmak
Verb
enine boyuna müzakere etmek
Verb
biraz alışveriş yapmak
Verb
Bir yolunu bulup oraya git.
uyarı için havaya birkaç el ateş etmek
Verb
uzunca bir süredir
Adverb
epey bir zamandan beri.
for some time to come: daha epeyce bir müddet.
bilinmeyen bir nedenle
Adverb
biraz hava almaya çıkmak
Verb
henüz bazı şüpheler beslemek
Verb
ihracat konusunda fikri olmak
Verb
ihracat konusunda bir fikiri olmak
Verb
yapılacağı alışverişleri olmak
Verb
yapılacak alışverişleri olmak
Verb
bu yaz Afrika'ya gitmeyi düşünmek
Verb
biraz boş zamanı olmak
Verb
el de beş on kuruşu kalmak
Verb
elde beş on kuruşu kalmak
Verb
bir dereceye kadar, kısmen.
birkaç nazik söz ezberlemek
Verb
epey bir süre kalmak
Verb
şikâyet etmek, şikâyette bulunmak.
The bus was late again today. Let's make a noise to the company about it.
bazı değişiklikler yapmak
Verb
birine ödeyeceği bir borcu olmak
Verb
hesaba katılması gereken kişi/şey.
bazı ilginç özellikler göstermek
Verb
birine biraz moral vermek
Verb
! haydi, çabuk ol/elini çabuk tut!
biraz öfke ile cevap vermek
Verb
beklenmeyen konuklar için acele yemek hazırlamak
Verb
bazı özel amaçlara hizmet etmek
Verb
biraz tedirgin görünmek
Verb
bazı maddeleri atlamak
Verb
bazısı … bazısı … , kimi … kimi …
Some like flying, others prefer the train: Kimi uçağı, kimi treni tercih eder.
budala politikacının biri
Bazıları Sıcak Sever
Proper Name, Cinema
bir yolunu bulup, ne yapıp yapıp.
Adverb
bir konu üzerinde enine boyuna konuşmak
Verb
konu üzerinde enine boyuna konuşmak
Verb
bir konu üzerinde epey bir süre konuşmak
Verb
bazı karanlık şeyleri hasıraltı etmek
Verb
çok itibarlı müşterileri var
bir yolculuk için bazı güzergâhlar düşünmek
Verb
bu talimat açıklama gerektiriyor
Çamur at, izi kalsın.
Sentence, Idioms
birinin aklını başına getirmek
Verb
biraz serbestçe çeviri yapmak (harfi harfine çevirmemek
Verb
100 kadar temel maddenin fiyatından yaklaşık yüzde 3 kesmek
Verb
eski notlardan birkaç ders hazırlamak
Verb
arkadaşlara misafirliğe gitme
bazı konularda söz hakkı olma
kendiliğinden bazı bilgiler vermek
Verb
büyük gayret ve çaba istemek/gerektirmek.
This difficult job wants some doing.