argument

  1. Noun münakaşa.
    They were deeply involved in the argument: Derin bir münakaşaya dalmışlardı.
    to put
    forward an opinion for argument's sake: münakaşa için bir fikir ileri sürmek.
    for the sake of argument: örneğin, meselâ, sırf münakaşa maksadıyla.
  2. Noun çekişme, tartışma, münazara, itiraz, ağız kavgası.
    a violent argument: şiddetli bir tartışma.

    It is beyond argument that … : … itiraz götürmez /tartışılamaz.
    to comply without argument: itirazsız muvafakat etmek.
  3. Noun yargı/muhakeme tarzı, usavurma, müzakere.
    to follow someone's (line of) argument: bir kimsenin
    muhakeme tarzını kavramak.
    We should try to settle this affair by argument not by fighting: Bu işi kavga ile değil, müzakere ile bir sonuca bağlamalıyız.
  4. Noun kanıt, tanıt, tutamak, delil, sebep.
    This is a strong argument in favor of the theory.
    That
    is another argument to dismiss him: Onun azli için bir sebep de budur.
  5. Noun sav, iddia, müddea, tez.
    His argument is that interest rates should be kept high in order to control the inflation.
  6. Noun konu, ana fikir.
    the argument of a play.
    The central argument of his paper was presented with
    clarity: Araştırmasının ana fikri açıkça sunulmuştu.
  7. Noun özet, hulâsa.
    The abstract or argument of the plan is shortly as follows: Planın özeti kısaca şudur.
  8. Noun, Mathematics (a) bağımsız/serbest değişken, (b) yön: bir vektörün referans ekseni ile yaptığı açı, (c) (kutupsal koordinatlarda
    karmaşık bir sayıyı temsil eden noktaya tekabül eden) açı.
  9. Noun (a) delil ispat, (b) ihtilâf, anlaşmazlık.
  10. Noun, Theatre belge.
  11. Noun, Philosophy (a) kanıt, tanıtlamanın dayandığı önerme, (b) (tasımda) küçük önerme.
iddialarını bir sonuca bağlamak Verb
bir fikir ileri sürmek Verb
bir iddiada bulunmak Verb
yanıtı olan bir sav
birinin iddiasını desteklemek Verb
tartışmasız kabul etmiş olmak Verb
bir fikir beyan etmek Verb
iddianın ispatı yükü
savın ispatı yükü
sırf açıklama maksadıyla
seçim kampanyasının savunduğu fikirler
bir savı doğrulamak Verb
ikna edici kanıtlar göstermek Verb
kesin kanıt
kati kanıt
kesin kanıt
kusursuz sav
bir düşüncenin sonuca bağlanması
ek iddiaları dışlamak Verb
kati delil
bir iddianın ispat gücü
bir iddiayı reddetmek (çürütmek Verb
inandırıcı sav
karşı sav
karşı iddia
tartışmayı kesmek Verb
tartışmaya yer vermeyen delil
tartışmaya yer vermeyen kanıt
bir tezi çürütmek Verb
seçim kampanyasının savunduğu fikirler
duygusal düşünme tarzı
bir fikri işlemek Verb
aile kavgası Noun
dayanaksız iddia
birinin düşünce tarzını izlemek
birinin savına katılmak Verb
birinin düşünce tarzını izlemek
bir delilin geçerliği
polemik Noun
bir savdaki boşluk
bir tartışma sırasında hiddetlenmek Verb
birini tartışmada yenmek Verb
bir fikrin nereye gitmekte olduğunu anlamak Verb
iddiasını sağlamlaştırmak Verb
bir savı anlamak Verb
bir konu üzerinde yapılan tartışmada hiddete kapılmak Verb
aksak düşünce biçimi
birine karşı hak iddia etmek Verb
iddiasında ısrar etmek Verb
bir iddianın tutarsızlığı
yavru sanayi tezi Noun
bir iddiayı çürütmek Verb
çürütülemeyecek kanıt
bir davayı her yönden çürütmek Verb
bir iddia üzerinde gereğinden fazla durmak Verb
yeni bir iddiada bulunmak Verb
fikir ileri sürmek Verb
fikir yürütüş tarzı
düşünüş tarzı
kanıtlama
inandırıcı görünmek Verb
tutarlı yanı olmayan sav
sözlü tartışma talebi
mürafaa Noun, Law
ileri sürülen iddiaları reddetmek Verb
bir iddiayı reddetmek Verb
bir düşünce şeklinde aşırı gitmek Verb
bir savı her bakımdan çürütmek Verb
ileri sürülen bir iddiada boşluklar aramak Verb
tartışmaya girişmek Verb
esas iddia
düşünce tarzına devam etmek Verb
bir düşünceyi saptırmak Verb
kanıt ileri sürmek Verb
bir iddiayı çürütmek Verb
bir düşünce izhar etmek Verb
bir düşünceyi kabul ettirmeye çalışmak Verb
bir iddiayı desteklemek Verb
bir iddiayı her bakımdan çürütmek Verb
sahte kanıtlar
bir kanıt ileri sürmek Verb
bir ihtilafı halletmek Verb
tutarsız sav
ilzam etmek Verb
sağlam düşünce tarzı
sağlam kanıt
geçerli görünen sav
batıl delil
sahte kanıtlar
basmakalıp düşünceler
inandırıcı kanıt
sağlam düşünce tarzı
inandırıcı kanıt
kuvvetli delil
vergi ihtilafı
fikir silsilesi
çürütülemez kanıtlar
çürük iddia
geçerli kanıtlar
geçerli delil
doğru iddia
bir iddianın geçerliliği
örneklere dayanarak bir fikir savunmak Verb
iş akdini feshetmek için gösterilen neden
örneklere dayanarak bir fikir savunmak Verb
bir sahne oyununun savunduğu tez
avukat savunması
bir şeyi birinin zihnine yerleştirmek/kafasına sokmak.
biriyle tartışmak Verb
patronumla kavga ettim
...'ini öne sürmek Verb
birine karşı iddiada bulunmak Verb
yalnız öncüllere dayanarak fikir ileri sürmek Verb
bir iddiayı çürütmek Verb
bir iddiayı çürütmek Verb
aklına gelebilen her fikri ileri sürmek Verb