as long

sürece, müddetle, şu şartla ki, şartıyla.
as long as I live: ömrüm oldukça.
You can go out,
as long as you promise to be back before 11 o'clock: Saat 11'den önce dönmek şartıyla gidebilirsin.
as2 (19).
kaydıhayat şartıyla
istediğiniz kadar Adverb
istediğin kadar Adverb
dilediğiniz kadar Adverb
dilediğin kadar Adverb
bir karış (asık) surat (gerçek üzüntü hallerinde kullanılmaz).
He came in with a face as long as a
fiddle: Bir karış suratla içeri girdi.
fiyat artışını mümkün olduğu kadar geciktirmek Verb
suratı asık olmak Verb
suratı bir karış olmak Verb
bir karış surat asmak Verb
… sürece, şartı ile.
You may borrow the book so long as you keep it clean: Kitabı temiz tutmak şartı ile ödünç alabilirsin.
...'diği sürece