Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
awake
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
uyan(dır)mak, uyarmak, ikaz etmek.
to awake to the danger
: tehlikeye karşı uyarmak.
The noise
awoke me: Gürültü beni uyandırdı.
canlan(dır)mak, diril(t)mek, harekete geç(ir)mek, tahrik etmek, kışkırtmak.
Her letter awoke old memories
:
Onun mektubu eski anıları canlandırdı.
Old memories awoke in her when she read the letter
: Mektubu okuyunca eski anıları canlandı.
farketmek, farkına varmak, gözü açılmak.
He awoke to the realities of life
: Hayatın gerçeklerinin farkına vardı.
uyanık, uyanmış, gözü açık, tetikte, müteyakkız, sak.
I was awake
: Uyanıktım/uyanmıştım.
to
be awake to a danger: tehlikeye karşı uyanık/tetikte bulunmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
lie/keep awake
uyanık yatmak.
wide awake
(a) tamamen uyanmış, (b) gözünü dört açmış.
not to be fully awake (although out of bed
afyonu patlamamak
person who stays awake all night
sabahçı
stay awake all night
sabahlamak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.