basta

Turkish-English Phrases

(ticaret) başta kötü başlamak
to muddle at the start Verb
afişte ismi başta olmak
to headline Verb
başta
in front
başta
initially Adverb
başta
ahead
başta gelen
crowning
başta gelen
foremost
başta gelen iş
primary business
başta gelmek
to hold the first place Verb
başta gelmek
to rank first Verb
başta gelmek
to dominate Verb
başta giden aday
front runner
başta giden hisse senetleri
star performers Noun
başta gitmek
to retain the lead Verb
başta yer almak
to head Verb
bir meslekte başta gelen kimse
prince
bir topluluğun başta gelen şahsiyeti
key community leader
bir yük gemisinde en başta olan ambar
fore hold
en başta
initially Adverb
günün başta gelen konuları
leading topics of the hour Noun
ilk başta
originally Adverb
ilk başta
for one
ilk başta
primarily Adverb
kamuoyu yoklamasında başta gelmek
to top a poll Verb
listede başta olmak
to stand first on the list Verb
öncelik sırasında başta gelmek
to have first priority Verb
öncelik sırasında en başta gelmek
to have the highest priority Verb
piyasada başta giden cari fiyatlar
stalwarts of the market Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dur, bırakma” kumandası, abosa
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

başta
Başlangıçta, işin başında, başlarken