besides

  1. -den başka/maada, zaten, hem de, bir de … , … ve yine, … de/da.
    What languages do you know besides
    French and English? Fransızca ve İngilizceden başka hangi dilleri biliyorsun(uz)?
    He wrote a novel and several short stories besides: Bir roman, birçok da küçük hikâye yazdı.
    There is nothing besides: Başka bir şey yok.
  2. ayrıca, (buna) ilâveten.
    Many more besides: Ayrıca birçok şeyler.
    This car belongs to Ali,
    and he has 2 others besides: Bu araba Alinindir, ayrıca 2 arabası daha var.
  3. ayrıca, bundan başka, bunun dışında.
    They had a roof over their heads but not much besides: Barınacak
    bir çatıları var, bunun dışında pek birşeyleri yok.
  4. üstelik, ayrıca, -den başka, … yetmiyormuş gibi, -e ilâveten, hem de.
    besides being smart, he's hard
    working: Hem zeki hem de çok çalışkandır.
    besides a mother, he has a sister to support: Annesinden başka geçimini sağlamak zorunda olduğu bir de kızkardeşi var.
  5. … müstesna/hariç, … istisna edilirse, -den başka, … dışında.
    There's no one here besides Bill and
    me: Burada Bill ve benden başka kimse yok.
    No one besides you can do it: Bunu senden başkası yapamaz.
siz hariç kimse