ayağına dolaşmak, işini zorlaştırmak, zorluk çıkarmak. 
 Stop buggering me about!
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tüüü! Allah kahretsin! Allah müstahakını/belasını versin! 
 bugger it! I missed my train.  bugger  the lot of you! Go away at once! Topunuzun Allah belasını versin! Derhal defolun!
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        defolmak, sıvışmak, tüymek, çekip gitmek, arabayı çekmek. 
 I told him to bugger off.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (bir işi) bozmak, berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, burnundan getirmek.