craw

English-Turkish Translation

  1. Noun kursak, (kuş, böcek vb.'nin) sindirim cihazı.
  2. Noun işkembe, hayvan midesi.
  3. Noun (bkz: rook ), (bkz: crow ).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

stick in one's craw
hoşlanmamak, tahammül edememek, nefret etmek, tiksinmek, midesi(ni) bulan(dır)mak.
It stuck in my
craw: Ondan hoşlanmadım/tiksindim.
stick in one's craw/crop
kızdırmak, sinirine dokunmak, canını sıkmak.
His fathers' praise of his brother stuck in Ali's craw:
Babasının kardeşini övmesi Alinin sinirine dokundu.
English-Turkish phrases from Zargan's own database