crazy

  1. Adjective
    crazed ile ayni anlama gelir. deli, çılgın, kaçık, (kafadan) çatlak (kimse).
    You're crazy to
    go out in this stormy weather.
    drive/send someone crazy: (birini) çıldırtmak, delirtmek, deliye döndürmek.
  2. Adjective saçma, anlamsız, manâsız.
    a crazy idea.
  3. Adjective
    crazy about/over: çok tutkun, düşkün, aşırı müptelâ.
    She's crazy about dancing.
  4. Adjective çıldırasıya âşık.
    to be crazy about someone: birine çıldırasıya âşık olmak, çıldırasıya sevmek,
    … için deli olmak/çıldırmak.
    He was crazy about her.
  5. Adjective çok istekli, sabırsız.
  6. Adjective acayip, garip, tuhaf.
  7. Adjective kırılabilir, parçalanabilir.
  8. Adjective zayıf, hastalıklı, alil, bitkin.
çıldırtmak, delirtmek, deliye/çılgına çevirmek.
delirtmek Verb
çıldırtmak Verb
fırttırmak Verb
deli çıkmak Verb
sapıtmak Verb
canla başla, büyük gayretle, aşırı derecede fazla.
You'll have to work like crazy to get this finished.
pek fazla, aşırı derecede.
He works like crazy.
zırdeli
funny bone
dirsek ucu, dirsek kemiğinin hassas noktası, dirsekte bir şeye çarpınca kolun karıncalanmasına sebep olan sinirin geçtiği yer.
kurnaz, akıllı, faka basmaz, aldatılması imkânsız.
çingene yorganı: gelişigüzel renk, şekil ve büyüklükte parçaları yamayarak yapılan şilte. Noun
tutarsız, karmakarışık, keşmekeş. Noun
yaşasın!