deficit

  1. Noun, Economics açık
  2. Noun (bütçede vb.) açık, eksik, noksan, gelir ile gider farkı.
    Budget shows a deficit.
    deficit spending:
    açıktan harcama, (bilhassa hükümetin) bütçe gelirinden fazla harcaması.
açığı kapatmak Verb
zararına işletmek Verb
geçmiş yıl zararları Noun, Accounting
yıl sonu açığı
ödemeler dengesi açığı
bütçe açığı
bütçe açığı
kasa açığı
kasa sayım noksanı
bütçede tasarlanmayan açık
kasıtlı olmayan açık
takas işlem açıkları Noun
açıkla kapamak Verb
bir açıkla kapatmak Verb
bilişsel eksiklik Noun, Medicine
itfa etmek Verb
bir açığı güvence altına almak Verb
bir açığı kapatmak Verb
cari hesap açığı
cari işlemler açığı Noun, Economics
cari açık Noun, Economics
cari işlemler açığı Noun, Economics
cari açık Noun, Economics
dolar açığı: bir ülkenin ABD'ne satış ve yatırımlardan elde ettiği gelir ile yaptığı ödemeler arasındaki fark Noun
ihracat açığı
dış ödemeler açığı
dış açık
mali açık
bütçe açığı
dış ticaret açığı Noun, Economics
dış ticaret açığı Noun, Economics
navlun açığı
devlet bütçe açığı
devlet açığı
devlet bütçe açığı
açığı çıkmak Verb
likit açığı
likidite açığı
bir açığı kapatmak Verb
açığı kapatmak Verb
net işletme açığı
açık kalpli (bütçe) açığını kapamak Verb
işletme zararı
işletme açığı
işletme açığı
ödemeler açığı (ülkenin ithalatının ihracatından fazla olması
ödemeler dengesi açığı
zararına çalışan fabrika
PTT açığı
ruhsal açık.
psychologic encapsulation: ruhsal zırhlanma.
psychologic field: ruhsal alan.

psychologic locomotion: ruhsal devimlenme.
psychologic masturbation: ruhsal özdoyurum.
psychologic me: ruhsal ben.
psychologic moment: en uygun an, tam vakti, en münasip zaman.
psychologic novel: ruhçözümsel hikâye/roman.
psychologic region: ruhsal bölge.
psychologic scale: ruhbilim çizelgesi.
psychologic warfare: ruhsal savaş.
psychologic weaning: ruhsal bağımsızlık.
kamu açığı
kamu sektörü açığı
kamu kesimi açığı
kamu açığı
vergi açığı
açık vermek Verb, Accounting
büyük bir bütçe açığı olmak Verb
tasarruf açığı
açığı kapatmak Verb
açık vermek Verb
açık vermeye doğru gitmek Verb
vergi açığı
hazine açığı
dış turizm açığı
dış ticaret dengesi açığı
dış ticaret açığı
ticaret açığı Noun, Economics
dış ticaret açığı Noun, Economics
dış ticarette pasif bakiye Noun, Economics
sigorta açığı
değerlendirme açığı
zararına çalışmak Verb
işletme sermayesi açığı
eksi bakiye veren hesap
eksi hesap
defter-i kebirde açık gösteren hesabın dağıtılmamış kâr/borç bakiyesi
dağıtılmamış kâr hesabı
şirketin zarar ettiği alan
ters bakiye
ödemeler dengesi açığı
açık bütçe
gelirlerin giderlerden az olduğu bütçe
açık veren bütçe
satış açığı bütçeleme
zararın devri klozu (reasürans sözleşmesinde kâr komisyonu ödendiği kloz , burada reasürör herhangi bir
yıl içinde zarar ederse , zarar müteakip yılla
dış ödemeler dengesi açık veren ülke
ekonomiyi canlandırmak amacıyla hükümetin bütçe açığı (gelirden çok harcama yapılması) yoluna başvurması
bütçe açığı ile finansman
açık finansmanı
bütçe açığı ile yapılan finansman
açık finansman
zarar teminatı
bütçe açığı
harcama fonu açığı
devlet gelirlerinde (vergilerde) düşüklük
vergi açığı
ticaret dengesi açığı
bütçe açığı
harcama fonu açığı
ticari muhasebe açığı
zarar marjı
dövizi kıt olan ülke
eksi bakiye veren cari hesaplar Noun
açık tahmini
devlet istikraz tahvili çıkararak borçlanma
açığa dayanan harcama
açığa dayalı harcama
açığa dayanan harcamalar
pasif ticaret bilançosu Noun
dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) Noun, Psychology