delinquent

English-Turkish Translation

  1. Adjective, Law suça eğilimli
  2. görevini savsaklayan/ihmal eden, ihmalkâr, suçlu, kabahatli, mücrim.
  3. zamanında ödenmemiş (borç, vergi vb.).
  4. suçlu/âsi genç.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

juvenile delinquency
çocuk suçluluğu Noun, Criminal Law
juvenile delinquent
suçlu çocuk.
delinquent customer
mütemerrit müşteri (alıcı
delinquent customer
borcunu ödemeyen müşteri
delinquent customer
kolay para ödemeyen
delinquent customer
birikmiş borcu olan müşteri
delinquent filer
(US) gecikmiş vergi beyannamesi veren
delinquent list
vergi borçluları listesi
delinquent loans
takipteki krediler Noun, Banking
delinquent magistrate
görevini ihmal eden memur
delinquent minor
kanuna karşı gelen reşit olmayan kişi
delinquent payments
ödenmemiş borçlar Noun
delinquent return
gecikmiş verginin bildirimi
delinquent special assessments
(US) gecikmiş vergiler Noun
delinquent tax
(US) gecikmiş (ödenmemiş) vergi
delinquent tax
ödenmemiş vergiler
delinquent tax due
(gelir vergisi) gecikme
delinquent tax-due
vergi gecikme zammı
delinquent taxes
(US) ödenmemiş vergiler Noun
delinquent taxes
ödenmemiş vergi borçları Noun
be delinquent in payment
ödemede gecikmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database