eğilimli

Turkish-English Translation

  1. inclined
  2. prone
  3. apt
  4. affected
  5. disposed
  6. ready
  7. tendentious
  8. inclinable
  9. predisposed
  10. having a tendency to
  11. predispositional
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

boş inançlara eğilimli
prone to a superstition
göğüs hastalığına eğilimli
chesty
grev yapmaya eğilimli
strike-prone
grev yapmaya eğilimli
strike- prone
hastalığa eğilimli
predisposed to illness
hastalığa tutulmaya eğilimli
prone to a disease
intihara eğilimli
suicidal
krize eğilimli
prone to crisis
krize yakalanmaya eğilimli
crisis- prone
krize yakalanmaya eğilimli
crisis-prone
sağ eğilimli
right-leaning Adjective, Politics-Intl. Relations
şizofreniye eğilimli
schizoid
sol eğilimli
left-leaning Adjective, Politics-Intl. Relations
sol eğilimli
left-leaning Adjective, Politics-Intl. Relations
spekülasyona eğilimli
proneness to speculate
suç işlemeye eğilimli
crime prone
suç işlemeye eğilimli
criminal predispostion
suça eğilimli
delinquent Adjective, Law
yayılma eğilimli
expansionary
eğilimli arazi üstüne yapılmış iki ayrı girişli ev
split-level house
eğilimli olmak
to tend Verb
eğilimli olmak
to rake Verb
aşırı sol eğilimli bir İtalyan terorist örgütü
red brigades
bir fikri benimsemeye eğilimli olmak
to lean towards an opinion Verb
birşeye eğilimli olmak
to tend towards something Verb
birşeyi yapmaya eğilimli olmak
to tend to do something Verb
enflasyon eğilimli mallar
inflation- prone goods Noun
enflasyona eğilimli mallar
inflation-prone goods Noun
enflasyona eğilimli olmak
to tend to inflation Verb
eskimeye eğilimli olmak
to be apt to wear out Verb
felakete uğramaya eğilimli bölge
disaster- prone area
felakete uğramaya eğilimli bölge
disaster-prone area
hasta olmaya eğilimli olma
liability to diseases
işe eğilimli olma
likewise for business
negatif eğilimli eğri
negative biased curve
satın alamaya eğilimli pazar
receptivity market
soğuk algınlığına yakalanmaya eğilimli olmak
to have a natural disposition to catch cold Verb
suç işlemeye eğilimli olma
criminal leanings
suç işlemeye eğilimli olmak
to be predisposed to crime Verb
suç işlemeye eğilimli suç
crime prone
ticarete eğilimli olmak
to have a turn for business Verb
tutuculuğa eğilimli olmak
to have conservative leanings Verb
yapmaya eğilimli olmak
to be liable to do Verb
yüksek eğilimli çatı
high pitched roof
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeye ... olan, meyyal
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.