exclude

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb dışarıda bırakmak, hariç tutmak, kabul etmemek, dahil etmemek.
    Profesional players are excluded from thr competition.
  2. Transitive Verb istisna etmek, bertaraf etmek.
    exclude all possibility of doubt: hiçbir şüphe(ye yer/mahal) bırakmamak,
    her türlü şüpheyi bertaraf etmek.
    This excludes all possibility of doubt: Bu, hiçbir şüphe bırakmıyor.
  3. Transitive Verb yoksun bırakmak, mahrum etmek, engel olmak, menetmek, reddetmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

excluded
dışlanmış Adjective
excluded
münezzeh (outdated) Adjective
exclude aliens from posts
yabancıları belli bazı mevkilere getirmemek Verb
exclude all possibilities of doubt
her türlü kuşku olasılığını bertaraf etmek Verb
exclude both press and public
basını ve halkı kabul etmemek Verb
exclude doubt
şüpheyi bertaraf etmek Verb
exclude from a port
limana girişi yasaklamak Verb
exclude from an inheritance
bir mirasın dışında bırakmak Verb
exclude from an inheritance
mirasın dışında bırakmak Verb
exclude from indictment
davayı düşmeye bırakmak Verb
exclude immigrants from the country
göçmenleri ülkeden çıkartmak Verb
exclude immigrants from the country
göçmenleri ülkeye sokmamak Verb
exclude immigrants from the country
göçmenleri memleketten çıkarmak Verb
exclude someone from (membership in) a society
birini dernek üyeliğine kabul etmemek Verb
exclude someone from membership
birini üyelikten çıkarmak Verb
exclude suspicion
kuşkuları bertaraf etmek Verb
exclude the general public
genel halkı dahil etmemek Verb
exclude the general public
halkı kabul etmemek Verb
exclude unfounded claims
yersiz iddiaları hariç tutmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database