fishy

  1. Adjective balık gibi, balık kokusunda/lezzetinde, (şeklen) balığa benzer.
  2. Adjective balıklı, balığı bol/çok, balıktan ibaret.
  3. Adjective düzmece, yalan, asılsız, inanılması imkânsız.
    The fishiest story I've ever heard.
  4. Adjective şüpheli, şüphe uyandıran, güvenilmez, güven/itimat telkin etmeyen, karışık, dalavereli.
    That sounds
    fishy: Şüpheli görünüyor.
  5. Adjective sıkıcı, anlamsız, donuk, renksiz, bulanık.
    fishy eyes: donuk gözler.
kuşku uyandırmak Verb
uydurma anlatı
hikâye
karanlık iş
içinde sahtekârlık olan bir iş