flint

çakmaktaşı.
flint and steel: çelik çakmak.
çok katı/sert (şey).
flint-hearted: taş yürekli, katı yürekli, merhametsiz, insafsız.
with
a heart of flint: merhametsizce, insafsızca, taş yüreklilikle.
He has a heart of flint: Taşyüreklidir.
çakmaktaşı koymak, çkmağa taş koymak.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

be as hard as a flint

taşyürekli olmak Verb

skin a flint

sineğin yağını hesap etmek.

wring water from a flint

mucize yaratmak Verb

flint corn

sert mısır
(Zea Mays indurata).

flint glass

en iyi cins cam: Pb, K, Na ve Si içeren ve mercek yapmakta kullanılan kırılım imleci yüksek bir cam.

flint paper

zımpara taşı

flint ware

hamurunda çakmaktaşı bulunan iyi cins çömlek.

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish